Yaşasın Vuvuzella

Dünya Kupası sayesinde evinimizin içinde hiç adına ve sesine alışık olmadığımız bir çalgı aletine tanışır olduk. Olduk ki ne olduk. Her akşam haber bültenlerinde konusu oldu bu sesin. Efendim neymiş bu ses kaç bilmem ne desibelmiş ve insanların kulaklarını tırmalıyormuş. FIFA bu çalgının stada girmesini yasaklamalıymış filan filan. Yok ya! Daha başka neler.

Malumunuz üzere Dünya Kupası ayındayız. Futbolu ailece doyasıya yaşamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla da bu sese de alışmak istiyoruz. En azından ben kendi adıma öyle söyleyebilirim. Hani sporun içinde yer alan kısa klişeleşmiş laf vardır ya, spor barış kardeşlik filan. Bu bize yıllardır yutturulmaya çalışılan bir deyim mi yoksa gerçekten bu böylemi?

Bu gezegende yaşayan insanların ortakça paylaşabildikleri en güzel organizasyon olan bu Dünya Kupası maçları sayesinde; aynı zamanda hangi ülkede yapılıyorsa o ülkenin kültürünü, yaşam biçimini ve insanını da tanımamıza fırsat vermez mi? Peki buna da saygı duyulması gerekmez mi? Tamam anlıyorum Batılı demokrasilerin yıllardır Afrika insanlarını geçmişten kalan sömürge duygularından uzaklaşmadıklarından ve VUVUZELLA sesinin kendilerine itici geldiklerini de bize ne oluyor.

Spor programlarında konusu oluyor VUVUZELLA doğal olarak. Ama bu kadar aşağlamanın ne anlamı var anlamış değilim. Yıllardır sahalarımızda küfürün en okkalı olanlarını maç boyunca dinlemektense, şehirlerarası ırkçı şovenist tezerühatları dinlemektense 90 dakika boyunca VUVUZELLA sesini dinlemeye razıyım. Dünya Kupası anısına bir tane almayı ve saklamayı düşünüyorum. Çünkü bazen çalmak için nedenlerimiz olacak. Hatta şimdi birazdan BİRİLERİ İÇİN öttürmeye, hazırsanız başlıyorum o zaman…

En güzel kıyı kenarlarımızı doldurarak alan açmaya çalışan o zihniyetteki kişilere. Bununla yetinmeyip övünenlere… BİR VUVUZELLA SESİİ!

Karadeniz’in en güzel sahihlerini çöp haline getiren zihniyete ve bunun çözümü için kafa yormayan o zihniyete… BİR VUVUZELLA SESİİ!

Yaylalarımızı para kazanmak uğruna beton haline getirmeye çalışan zihniyete ve bu tür belediyecilik anlayışına…BİR VUVUZELLA SESİİ!

Ormanlarımızın akciğerlerini talan edip oralarda site kurmaya çalışan zihniyete ve buna çanak tutan zihniyete… BİR VUVUZELLA SESİİ!

Ama en güzelini denizin derinliklerinde petrolu bulan teknolojiye ama hala daha Meksika Körfezi’nde petrol sızıntısına çare bulamayan teknolojiye ve çevre katliamına yol açan tüm petrol şirketlerine topluca… BİR VUVUZELLA SESİİ!

Dünya Kupası’ndan sonrada bazen buralarda öttürmeye devam edeceğim bundan şüpheniz olmasın. Ama siz; siz olun bu maçların keyfini o ülkenin kültürüyle çıkarmaya çalışın. Bakın zaman o ses size ne kadar güzel gelecek. Çalgı aletlerinin kardeşliğine, renklerin kardeşliğine, bir o kadar daha tanık olmak; sporun bize sunduğu en güzel değerlere, bu gezegene borçlu olduğumuzu bilmek bile yeterlidir bence maçları seyretmek için.

Çocukluğumuzun dizi kahramanı KUNTAKİNTEYLE büyürken, gençliğimizde MORİKANTE’NİN sesiyle Afrika’nın acı çeken insanlarını hissederken, MANDELLA’NIN ülkesinde dünyaya bir kez daha yıllardır uğradıkları haksızlığa karşı isyan sesidir belkide VUVUZELLA.

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş