Trekking’de Spor Disiplini

Spor disiplininin tarifi yapılırken baktım; bir yerde sporla disiplini birbirini tarif etmek için kullanmışlar. Spor demek disiplin demektir demişler, yani belli kurallar içinde (disiplinde) yapılan bedensel aktivitedir denilmiş. Kuralı olmadan yapılan bir spor yoktur.

Trekking sporu da diğer bütün sporlar gibi, belli kurallar dâhilinde yapılır. Aksini düşünenler bu sporu grup ile yapmamalıdırlar.

Bu konuyu niye açtık?

Çünkü yeni başlayan ve grup ile ilk defa yürüyen bazı arkadaşlar, doğa yürüyüşünün tabiatının kuralsızlık olduğunu zannediyorlar. Bu cümleden size bir aktivite raporundan bazı parçalar aktarayım:

‘’Biz doğa yürüyüşlerimizde herkesin güvenli bir şekilde yürüyüşü tamamlamaları için önde lider olan rehber, grubun büyüklüğüne göre bazen ortalarda bir gözetmen ve en arkayı denetleyen artçı kişi ile birlikte o kişilerin talimatları doğrultusunda yürürüz. Mola zamanlarının yerlerine ve sürelerine o kişiler karar verir, biz uyarız. Çünkü grup ile yürüyüşlerdeki uyum ve disiplin en başta kendi can güvenliğimiz ve sağlığımız için gereklidir.

“Biz kendi grubumuzu kurduk.” “Burası askeriye mi? Ne disiplini?” “İstiyorsanız siz önden yürüyüp gidin” türünden söylemleri daha evvel grup ile hiç bir yürüyüş etkinliğinde bulunmamış bu kişilerin, doğada yürüyüş disiplini ve grup uyumu konusunda hiç tecrübelerinin olmadığının göstergesiydi.’’ (Raporda, yürüyüş esnasında bir grubun uyumsuzluk çıkardığını anlıyoruz!)

Yukarıdaki yazıyı kaleme alan kişilerin görüşlerine kesinlikle katılıyorum. Bu spor grup halinde yapıldığı için güzel bir spor. İşin içine insan girince, uyum ön plana çıkıyor. Doğa ile uyum, diğerleri ile uyum; sonuçta sporcunun zihinsel olarak kendisi ile uyumlu, iç dünyası ile barışık, iyi huylu, doğayı ve diğer insanları sever insanlar olmasını gerektiriyor. Yoksa örneğin şehir trafiğinde sürekli diğer insanlarla didişen insanlar, doğa yürüyüşü sporu yapmaya kalkışırlarsa; bu alışkanlıklarını arkada bırakmadıkça, bu sporu yapıyor sayılmazlar veya sürdüremezler.

Olay sadece trekking ile sınırlı değil, diğer doğa sporlarında da bu kurallar aynı ile geçerli! Geçen ilkbaharda bir ırmakta rafting sporu yapıyorduk. Rafting, rehberin komutlarına koşut olarak sıkı bir disiplin içinde yapılan bir spor. Özellikle doğa sporu zorlaştıkça, sporcunun güvenliği için spor disiplini ve uyum çok önem kazanıyor. Parkur sonunda, grubun performansından memnun olan rehberimiz bize daha önce karşılaştığı bir uyumsuzluk örneğinden bahsetti.

Rehberin sportif komutlarını şişkin egosuna aykırı bulan ve olayı iyice kişileştiren bir sözde rafting meraklısının; kendisi ile nasıl didiştiğini, her komutunun aksini yaptığı gibi diğerlerini de bunu yapmaya teşvik ettiğini anlattı (Böyle olunca spor yapmış olunmuyor ve diğerlerinin güvenliği tehlikeye atılmıyor mu?)

Benim kendi doğa yürüyüşlerinde sıkça karşılaştığım olumsuzluklar ise, başta hareket saatinde vaktinde durakta bulunmayıp diğerlerini bekletmek, yolculuk aralarında belirtilen saatte araçta olmayıp gezi programını aksatmak, çok enderde olsa yürüyüşte pet şişeleri geride bırakmak, yine seyrekde olsa karşılaşılan yaban hayvanlarını rahatsız etmek, bir çeşme başında olması gerektiğinden uzun süre oyalanıp arkada bekleyenlerin sırasını almak ve çokca karşılaştığım olay rehberin ikazlarına olması gerektiği kadar itaat etmemek. Örneğin bir dağ tırmanışında, çok büyük bir kar çukuru geçişi yapılırken, rehberin güvenlik açısından tek sıra yürünmesi ikazına uyulmaması, bir başka kar yürüyüşünde ise yamaç inişi sırasında yine sırayı bozdukları gibi ikazlara rağmen kayarak inmekte ısrar edilmesi aklımda kalmış olan olaylar.

Trekking sporu için yazılmış uluslararası kurallar mutlak vardır. Ben spor kulüplerinin teammüllere paralel olarak yazmış olduğu kuralları olduğunu biliyorum. Bu kurallar duyarlı ve biraz rasyonel düşünebilen herkesin aşikâr olduğu kurallar. Bu kurallar sporcunun özelliklerini şöyle tanımlıyor:

1. İnsani değerlere önem vermek ve insanlara sevgiyle yaklaşmak.

2.Kulüpte mevcut organizasyon ve birimlerin kurallarına uymak,

3.Sporun dostluk, centilmenlik ve paylaşım olduğu unutmamak,

4.Doğayı ve çevreyi korumak,

5.Rehberlerin söylediklerini uygulamaları ve aktivite programlarına uymak,

6. Bütün doğa aktivitelerinde o disipline özel malzeme ve donanımı giymeye, kullanmaya kendi ve diğerlerinin güvenliği için özen göstermek,

Doğa sporcusunun olası kusurları ise özetle şunlar:

1. Yürüyüş rehberlerinin ve grup liderlerinin söylediklerini uygulamamak ve yürüyüş programlarına uymamak,

2. Yürüyüşlerde ve diğer aktivitelerde görgü kurallarına uymamak, diğer sporcularla çekişmek, didişmek

3. Başkasına ait eşyayı izni olmadan almak veya kullanmak,

4. Yürüyüşlere sürekli olarak geç kalmak,

5. Yürüyüş esnasında izinsiz olarak ayrılmak,

6. Yürüyüşün akışını ve düzenini bozacak davranışlarda bulunmak,

7. Mevcut kulüp ve birimlerin kurallarına uymamak,

8. Doğa yürüyüşlerinde ısrarla uygun giysi ve donanım giymemek,

9. Rehberi ve yürüyüş organizasyonunu, parasıyla aldığı bir hizmet gibi görerek ve kendine özel taleplerde bulunarak grup ahengini bozmak.

Bunlar benim okuduklarım ve aklıma gelenler. Mutlak daha anlamlı maddeler de ekleyenleriniz olacaktır. Bu yazıyı kaleme almaktaki temel amacım; iyi, duyarlı, uyumlu, sorumluluk sahibi, başkalarını ve toplumu düşünen faydalı insanlar olan doğaseverlerin dikkatini trekking aktivitesi için kuralların mevcudiyetine çekmek. Bu kurallar biliyorum hiçbirinize aykırı gelen, zor kurallar değil.

İlk defa geldikleri için bazen bu kuralların dışına çıkanların ise, eğer bu sporu sürdürürler ise sonrasında bu disiplini anladıklarını ve uyguladıklarını görüyoruz. Özetle bu yazı kimseyi kınamak için değil, sporcu güvenliği için kurallara uymanın ve doğa sporcusunun sosyal uyumunun önemini vurgulamak için yazıldı.

Doğada güzelliklerle kalın!

Ağustos 2011

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş / Katır Yolu, Karapınar Sırtı taş döşeme yol