‘Su’yuna Sahip Çıkmayan Bir Ülkede, ‘Dünya Su Günü’ Kutlanamaz!

Ülkemiz, doğal varlıklar üzerindeki rant baskısının olağanüstü düzeyde arttığı,  sermayenin önünde engel (!) teşkil eden yasaların bir gecede  değiştirildiği, gerekli mühendislik önemleri alınmadığı için doğal  afetlerde birçok kişinin yaşamını yitirdiği ve kentsel alanlarda erişilebilir su kaynaklarının giderek azaldığı bir yılı daha geride  bırakmıştır.

2012 yılının Dünya Su Günü’nde, temiz ve ucuz su  kaynaklarına erişim hakkına hala gereken önem verilmemekte ve  sularımızın önü HES projeleriyle kesilmektedir. Suyun  ticarileştirilmesine yönelik eğilimler hız kazanmış, su kaynaklarımız ve  doğanın geriye dönüşü imkansız bir şekilde bozulmasına yol açacak  tehlikeli bir sürece girilmiştir.

Su yaşamın vazgeçilemez  unsurudur. Yeterli ve güvenli suyun olmadığı koşullarda tarımsal  üretimin yeterliliğinden, gıda egemenliğinden ve dolayısıyla insan  yaşamının sürdürülebilirliğinden söz edilemez.

Savaş nedeni olacak kadar önemli bir kaynak olan su, alınıp satılacak bir mal değildir!

Su  kaynaklarının gittikçe azaldığı günümüzde, dünyada gücü elinde tutmaya  çalışanların petrolden sonraki hedefi su olmuştur. Artık ülkelerin su  politikalarında yapılacak yanlışların bedeli çok ağır ödenecektir. Suyun  bu derece önemli olduğu günümüzde, su zengini olmadığımızın da farkında  olarak, doğru su politikalarının uygulanması gerekmektedir. Gelecek  nesiller için akarsularımızı HES şirketlerine vermekten vazgeçmeli,  madenler ve sanayi tesislerinin akarsu havzalarını kirletmesinin önüne  geçmeliyiz. Çokuluslu şirketlerin sularımız üzerinde egemenlik  kurmalarına asla izin vermemeliyiz.

Su ve toprak varlıkları,  devlet egemenliğinin bir parçası, ulusal bağımsızlığın da sembolüdürler.  Kıt olan doğal varlıklarımızın heba edilmesi ülkemiz geleceğini de  tehlikeye atacaktır. Bu nedenle su kaynaklarımızın korunarak  geliştirilmesi ve ulusal çıkarlara uygun olarak kullanılması yaşamsal  önem taşımaktadır. Özellikle tarımda sulama yatırımları tamamlanmalı,  modern sulama sistemleri çiftçiyle buluşturulmalı, yağmurlama ve damla  sulama projeleri yaygınlaştırılmalı, sularımızın kirletilmesinin önüne  geçilmelidir.

Ülkemizde ‘Dünya Su Günü’nden bahsedebilmek için  su bir insanlık hakkı olarak kabul edilmeli, üzerinden kar elde edilecek  bir meta olarak görülmemeli, enerji üretimi adı altında akarsularımızın  su kullanım hakkının sermayeye devredilmesi uygulamasından derhal  vazgeçilmelidir.

Unutulmamalıdır ki, su olmazsa, yaşam da olmaz! Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

Dr. Turhan Tuncer (Başkan), (Yönetim Kurulu adına)

Ziraat Mühendisleri Odası