Sürdürülebilir Yaşam İçin Sürdürülebilir HES’ler

Hidroelektrik santrallerin çevreye etkisi yok mu? Yenilenebilir her zaman sürdürülebilir midir? HES yapmazsak suyumuz boşa mı akar? HES’ler enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmamızı sağlamaz mı? Korunan alanlara HES yapılabilir mi? Sürdürülebilir HES mümkün mü? WWF – Türkiye, ‘10 Soruda Hidroelektrik Santraller’ kitapçığı ile doğru bilinen yanlışları ortaya koyuyor.

Yenilenebilir bir enerji kaynağı olsa da hidroelektrik santraller her zaman sürdürülebilir değildir. ‘Sürdürülebilir bir yaşam için sürdürülebilir HES’ler’ ilkesinden yola çıkan WWF – Türkiye, HES’lerle ilgili yanlış kanıları ve oluşan karmaşayı ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Hidroelektriğin yenilenebilir bir enerji kaynağı olması, hidroelektrik santrallerin yapım ve işletim süreçlerinin insan ve doğa üzerinde olumsuz etkileri olmadığı anlamına gelmiyor. Hidroelektrik yatırımlarının çevresel ve sosyoekonomik tahribatının boyutu, enerji üretimi faydasının üzerine çıkarsa, sürdürülebilirlikten söz etmek mümkün değil.
WWF – Türkiye, yenilenebilir enerji teknolojilerinin eş zamanlı büyümesiyle artan enerji ihtiyacımızın karşılanabileceğini savunuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitliliği açısından elverişli bir coğrafyada bulunan Türkiye’de, akan her damla suyu enerjiye dönüştürmeye yönelen HES odaklı enerji üretiminin terk edilmesi gerekiyor.

WWF – Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “Doğru yere doğru HES yaklaşımıyla, su kaynaklarımızdan hidroelektrik üretimi amacıyla faydalanırken, nehir ekosistemlerinin sağlığının ve biyolojik çeşitliliğin korunması mümkündür. Ancak, ülkemizde hidroelektrik planlama, yapım ve işletim uygulamalarının, nehirlerimiz üzerinde ciddi tehdit oluşturduğu bir gerçektir. Özellikle aynı dere üzerinde çok sayıda ardışık HES tesis edilmesi, ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından geriye döndürülemez sonuçlar doğurmaktadır” dedi.

WWF – Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar; “Doğal kaynaklarımızın ve doğamızın korunmasının başlıca ulusal çıkarlarımızdan biri olduğu unutulmamalıdır. Ülkemizin hidroelektrik potansiyelinin tamamının enerji üretiminde kullanılması anlayışı terk edilmelidir. Korunan alanlarda ve korunan alanları besleyen nehirlerde HES yapılmamalıdır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de, hidroelektrik gelişimi denge gerektiriyor. Hidroelektrik santrallerin yapım ve işletim süreçlerinde, insan ve doğa üzerine etkileri en aza indiren yöntemlerin devreye sokulmasıyla enerji üretmek mümkündür” dedi.