Ünlü Fransız düşünür Jean-Paul Sartre ‘Varoluşçuluk ve Hümanizm’ isimli bir konferansında; “Tüm varoluşun başlangıcı insandır, insan kendi ile yüzleştiğinde, dünyadaki varlık hissi insanın içini kaplar ve daha sonra birey bu algının içerisinde kendini tanımlar” demiş.
2000’li yılların başında Van uçağında yanımda oturan kişi ne işle uğraştığımı sormuştu. “Yayıncıyım” demiştim. “Nasıl yani” dediğinde, “Yayınevim var. Kitap hazırlayıp yayımlıyorum” dedim. Pek ikna olmadı. Belki de bana o gün ‘Yayıncılık çift taraflı iletişim ile olur’ demek istemişti.
Uçağın tekerleri yere değdiğinde anladım, bundan sonraki yaşamım zorluklar ve fedakârlıklar içinde geçecekti. Ürettiklerimle var olmak ve yaşamak isteyen, o insan bendim. Geriye benim gibi maceraperestler ihtiyaç vardı. Var olsunlar, hiç biri bu güne kadar tek kuruş bedel almadan ürettiler ‘Sırtçantam’ için. Ama acı bir gerçek vardı ve bu yükü fotoğraf çekerek, dergi satarak karşılamam zordu. Sevgili büyüğüm Timur Danış “Dergi çıkarmak zor değil, imkânsızdır” demişti. Haklıymış…
Peki, Jean-Paul Sartre’nin konferansında değindiği “İnsan kendi ile yüzleştiğinde, dünyadaki varlık hissi insanın içini kaplar ve daha sonra birey bu algının içerisinde kendini tanımlar” da ne oluyordu. Yani gazı buradan mı alıyorduk ne…
Son zamanlarda İztv’deki Sırtçantam programını izleyen veya Sırtçantam’ın her hangi bir sayısını eline alan başarımızın sırrını soruyor. Ben de onlara; “Başarımın sırrı, arkamda Beyoğlu Vergi Dairesi ve Beyoğlu SGK var” deyince anlıyorlar.
Yani; biz ekip olarak ‘bir algının içerisinde kendimizi tanımlıyoruz’ hepsi bu…
İsmail Şahinbaş