Sağlıklı Yaşam

Yiyecek, içeceklerden tutun da, kullandığımız deterjan, sabun, krem, şampuan, yağlar, giysiler, ev eşyaları ya da evin kendisi, herkesin bu konuda bize öğreteceği çok şey var. Tutam tutam otlar öneriliyor. Hemen hemen hepsi de bin bir derde deva.(?)

Geçen gün bir telefon aldım. “Arkadaşınız adınızı yazdırdı, size ücretsiz yüz bakımı yapacağız, saat 18’de burada olun. İş yerimizin kapısında ‘Doğal, Sağlıklı Yaşam’ yazıyor” diyerek adresi tarif ettiler.

Biraz erken varmışım (45 dakika). ‘Bedava mezar bulsa girer’ misali. “Yukarda toplantıdalar, oturun bekleyin” dediler. Bir dakika sonra, boğulurcasına öksürmeye başladım. Odaya ne sıktıklarını sorduğumda, ‘Oda Spreyi’ sıktıklarını öğrendim. Ter kokusu duyulmasın diye sıkmışlar, zorundaymışlar. ”Bakın kapınızda ‘Sağlıklı Yaşam’ yazıyor, siz nefes alacağımız odayı kimyasalla kirletiyorsunuz. Bu tür spreylerin kanserojen olduğunu, oksijeni de azalttığını bilmeniz gerekir” dediysem de boşa konuştuğumu anladım. Çabucak orayı terk ettim, ama yine de 4 – 5 saat öksürmem sürdü.

Ertesi gün sabah dolmuşa bindim, ön koltuğa oturdum. Sürücü çabucak havaya aynı oda spreyini savurttu. Ben yine başladım öksürmeye ve sürücüye aynı şeyleri anlattım. Yine havaya konuştuğumu fark ettim, dolmuşu durdurdum, ineceğim yere varamadan indim.

Geçen yıl bizim sitenin yöneticisi emekli sağlık memuruydu. Ben içten içe memnundum bundan. Her hizmetin sağlığa uygun yapılacağından emindim. Her hafta sonu apartmanların merdivenleri temizleniyordu. Sabah kapımı açınca zehir gibi bir çamaşır suyu denilen, kloraklı suyun kokusunu duydum. Avrupalılar bunu yasaklayalı yıllar oldu. Asansöre girdim, insanın soluğunu kesen yoğun bir sprey kokusu. Hemen koştum yöneticiye, o da yukarda anlattıklarım türünden savunmaya geçti. Uzunca süre savaştık ve sonunda kolilerce alınmış, spreyin geri verilmesini sağlayabildim.

Beslenme ve temizlik konularında, yani sağlığımızı doğrudan ilgilendiren konularda çok uyanık olmak zorundayız. Uyanık olabilmek için de bilinçli olmak durumundayız. Halkı bilinçlendirmek, bu pazarlamacılara kalmamalı. Bizi sayısız tuzaklar bekliyor para uğruna. Bu denli tehlikeli zehirleri halka ‘Ucuz deterjan, sağlıklı yağlar v.s’ diye pazarlıyorlar. Halk kör olası yoksulluk yüzünden ve bilemediğinden satın alıyor. Üstelik kapısına gelindiğinden daha da mutlanıyor. Kanserin hızla arttığını görüyoruz. Çocuklarımızda yaşlı hastalıkları başladı. Ciddi bir denetleme ve bilinçlendirme eğitimleri başlamazsa, sağlığımızı yitirmemiz kaçınılmazdır. Bizi kandıran kandırana. Bu tür tuzakların yolunuzu kesmemesi umuduyla.