Pazar’ın Kız K(u)alesi

Pazar’a gittiğinizde denizdeki bir kayanın üzerinden bir kule selamlar sizi. Kız Kalesi diyorlar adına. 2.800 yıl önce Milet’ten gelen denizciler diktiğinden beri, orada kendi halinde duruyor. Denizden gelen ve ambarlarını doldurup buradan ayrılan kadırgalara, mavnalara yol gösterirmiş bir zamanlar. Oturduğu kayanın üzerinden ‘buraya yaklaşmayın, tehlikeli!’ der gibi…

Yıllardır birkaç balıkçı takasından başka gemi gelmiyor bu eski limana artık. Kule ise çevresine bakınmayı sürdürüyor, geçen zamanın izleri ve işe yaramaz olmanın sıkıntısı üzerinde. Kıyıdaki yoldan giden araçları selamlıyor işte böyle. Şimdi bu yol genişledi, iyice yaklaştı ona araçlar.

Huzuru kaçmadı değil, ama ‘hey benim, buradayım bakın!’ diye bağırması gerekmiyor artık daha yakına geldi insanlar çünkü. Çok kazdılar orasını burasını, taşlarını söktüler yerinden hazine ararken. Ne işi var bu fakir kulede hazinenin, onun işi yol göstermek…

En çok gelip resmini çekmelerini seviyor. Bütün gücünü toplayıp bakıyor objektiflere, eski günlerdeki gibi görünmek istiyor. Koca Karadeniz’in kayalık kıyılarında ne çok vardır böyle kule kendisi gibi kim bilir? Ama Rize – Pazar’daki bir tane. Keşke birileri sahip çıksa da onarsa onu, yaralarını sarsa…

Kaderiyle baş başa bırakılmışlıktan kurtulur belki Pazar’ın Kız Kalesi.

Sırtçantam 3. sayı, Mart 2005

Yazı: Sinan Kılıç, fotoğraf: İsmail Şahinbaş