Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), 2016 Emissions Gap Raporu’nu açıkladı. Rapor, ülkelerin ulusal katkı niyet beyanlarında (INDC) ortaya koyduğu emisyon azaltım hedefleri ile Paris Anlaşması’nın küresel ortalama sıcaklıklardaki artışın 2°C’nin altında, tercihen 1,5°C eşiğinde sınırlandırılması hedefleri arasındaki farkı hesaplıyor. 2016 Raporu, hali hazırdaki ülke hedeflerinin, yüzyılın sonunda 3,4°C daha sıcak bir dünyaya işaret ettiğini ortaya koyuyor.
Marakeş’teki taraflar toplantısına doğru yola çıkarken sivil toplum ülkelerden 2020 yılı öncesinde hedeflerini güncellemelerini ve gereken sera gazı emisyon azaltımı için daha iddialı çalışmalara girmelerini talep ediyor. Çünkü şu an için elimizdeki ulusal hedefler, imzaladıkları Paris Anlaşması hedefleri ile uyuşmuyor. 2030 yılına kadar emisyonlarını gerekenin sadece üçte biri kadar azaltacaklar.
Özellikle küresel ısınma değerleri 1,5°C’nin altında tutulmak isteniyorsa, küresel emisyonların 2020 yılından önce en yüksek seviyeye ulaşması ve düşmeye başlaması gerekiyor.
Türkiye iklim değişikliğinden en çok etkilenecek Akdeniz çanağında yer aldığı için, tüm bu ihtimaller ülkemiz için büyük önem taşıyor. Akdeniz bölgesinde yer almamız aynı zamanda bize, yenilenebilir enerjide, özellikle güneş enerjisinde dünya lideri olabilme fırsatı veriyor.
Türkiye emisyonlarını azaltma yerine yükseltme hedefi koyan az sayıda ülkeden biri. Sürekli tekrarladığımız gibi Türkiye enerji politikaları açısından bir yol ayrımında. Artık çağın dışında, kirli, hem gezegenimiz hem de bizler için sağlıksız enerji kaynaklarında ısrarı bırakmamız gerekiyor. Artık yüzümüzü güneşe dönme zamanı!
Ağustos ayında Rainbow Warrior’la başladığımız Akdeniz turumuzda bölgemizden umut verici güneş hikayelerini topladık. Şimdi efsane gemiyle Fas’a gitme ve ‘Taraflar Toplantısı’nda ülkelere başka bir dünyanın mümkün olduğunu anlatma zamanı.
Duygu Kutluay
Greenpeace İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu