Mersin

Deniz deyince de Adana, Gaziantep, Kahramanmaraşlılar için Mersin demek… Biz de atladık arabamıza, koyulduk yola Adana’dan otobandan Mersin’e, Mersin dediğin yolmuki Adanalıya toplam 70 km, bir saat bile sürmüyor yol… Önce serbest bölge çıkıyor karşınıza, şehre faydası tartışılmaz, sonra upuzun bir sahil kesimi, çok güzel bir bulvar, alabildiğince deniz

Sırıtan, göze batan, koca şehrin ortasında nahoş duran 52 katlı gökdelen bir başına kalmış, şehrin orta yerinde… Şehir tam bir turizm cenneti, ancak yeterli turist geliyor mu derseniz o tartışılır. Silifke de bulunan Cennet-Cehennem Mağaraları, Tarsus’taki St. Paul Kilisesi, Erdemli’de Kanlı Divane Harabeleri ilk bakışta görülmesi gerekilen yerlerden. Tarihimizde önemli bir yeri olan Nusret Mayın Gemisi Tarsus’ta ziyaretçilerini bekliyor.

Ülkemizin her yerinde olduğu gibi Mersin’de de gezilecek birçok cami ve kilise bulunmaktadır. Müftü Cami, Eski Cami, Muğdat Cami, Alahan Manastırı, Arap Ortodoks Kilisesi, Mamure Cami, Kızıl Kilise bunlardan bazıları. Gözne Kalesi, Hebilli Kalesi, Çandır Kalesi, Evciler Kalesi, Fındıkpınar Kalesi, Kızkalesi, Korykos tarihe tanıklık etmiş yerlerdendir. Bugün Kızkalesi iç turizmde Mersin için önemli bir yer tutmaktadır. Mersin sportif etkinlikler açısından da çeşitliliğe sahip ender şehirlerimizden, Gelincik Tepe, Karatepe ve Çanaktepe yamaç paraşütü meraklılarını ağırlarken, Göksu Nehri raftingcileri beklemektedir.

Niğde ve Mersin şehirlerinin tam ortasındaki Bolkar Dağı kayak merkeziyle kış sporlarına hizmet vermekte, şehrin uzun sahil şeridi dalış için güzel koylar barındırmaktadır. Ayrıca belli bölgelerde trekking parkurları yer almaktadır. Ve tabi ki deniz, Tarsus’tan Anamur’a kadar koca bir sahil şeridi sizleri bekliyor, ister yolculuğunuz boyunca arzu ettiğiniz yerde çekin arabanızı kıyıya ister şehirdeki yüzlerce pansiyon, motel, otel de konaklayın seçim tamamen size kalmış…

Ama bu şehre gelmişken ille de balık yiyin, kalamarın, lagosun, karidesin, çupranın, levreğin tadına doyum olmuyor, en güzel balıkçılar Narlıkuyu’da, Narlıkuyu bir koy, koyun etrafı Mersin’de ki en leziz balıkları yiyebileceğiniz balık restoranları ile dolu. Yemeğe oturmadan önce çevredeki Cennet-Cehennem ve Astım mağaralarını dolaşıp, Üçgüzeller Mozaiği ve Narlıkuyu Müzesini ziyaret edebilir, sonra Akdeniz’in kenarında leziz deniz balıklarından tatmaya başlayabilirsiniz, bizim tercihimiz Balıkçı Apo ve Orfoz Restaurant’tı, balığın üstüne lokma tatlısı müesseseden.

Ayrıca Kumkuyu da Meşhur Balıkçı İzzet’in yeri Ekran Restoran’da hatırı sayılır bir menü sunmakta. Narlıkuyu keyfi yarıda kalmasın diyorsanız Hotel Calamie konforlu odalarıyla sizleri güneşin ilk ışıklarını izlemeye davet ediyor…

Balığa ayıracak öyle çok vaktim yok diyorsanız o zaman şehrin merkezindeki tantuniciler tercihiniz olabilir (tantuni Mersin’e özgü bir yemek, minik et parçalarının yağ ile saç üzerinde kavrulması ile yapılır). Sabit tantuni, Doğan Tantuni, Yaprak Tantuni bunlardan birkaçı.

Mersin çarşıda sabah kahvaltınızı Ciğerci Apo ya da Ciğerci Bahattin de ciğer veya kuşbaşı ile de yapabilirsiniz, kulağa pek hoş gelmiyor diyenlere sesleniyorum pek peşin hükümcü olmayın, deneyin. E gezip tozma işi bitti dönüş yoluna çıkalım ama dönerken de Mersin’den bir şeyler götürelim diyorsanız en kolay hediyelik Mersin’e özgü tabi ki cezerye (cezerye yine bu şehre has bir şekerleme, havuç, tozşeker, ceviz ve Hindistan cevizinden yapılır. Adını Arapça da havuç anlamına gelen cezer kelimesinden alır). Şekerci Hasan Yozgat, Dondurmacı Halil Usta cezeryenin adreslerinden. Mersin kendine bağlı ilçeleriyle uzun bir sahil şeridine sahip olduğundan tatilinize ayıracağınız zamanın kısa olmamasına dikkat etmenizde fayda var…

Nasıl giderim diyorsanız, karayolu, havayolu, denizyolu, trenyolu tüm yollar çıkıyor Mersin’e, yeter ki gitmeyin siz tersine (havayolunu tercih edenler önce Adana’ya uğramak durumunda, Adana’yı da bir başka sayımıza saklayalım). Yurdumuzun bir başka cennet köşesinde yeni sayımızda buluşmak dileğiyle, gününüz, tatiliniz güzel geçsin, saygılarımla.

Mevlüt Sönmezler