Kocaeli’de Su Sporları

Kışın bu soğuk ve yağmurlu günlerinde kalkıp su sporlarından söz etmek ne kadar çekici olur bilmem ama bu konularda sınıfta kalmış durumdayız. Geçenlerdeki bir toplantı esnasında su kayağı ve su sporları tesisleri ile ilgili bazı sorunların varlığından haberdar olduk. Detaylarını bilmiyoruz ama duyduklarımız yerine yeni yapılmış tesislerin varlığını hissetmek isterdik.

Bakınız, bir grup doğa sporcusu Kocaeli’deki çeşitli yürüyüş parkurlarını belirlediler ve bunu haritalar ile destekleyerek kitap haline getirdiler. Üstelik İngilizce baskısını da yapmışlar. Şimdi doğanın parçası sayılan su sporları ve suyolları üzerine çalışma zamanı gelmiştir. Benim bulunduğum coğrafi noktaya göre yazıyorum; güneyimde Marmara, kuzeyimde Karadeniz, doğuda Sapanca Gölü ve Sakarya Irmağı, güney doğuda İznik Gölü, yine aynı şekilde büyük bir su kitlesi ile Yuvacık Barajı… Bunun anlamı her tarafımızı sularla kaplanmış olmasıdır.

Şimdi gelin ve görün, neredeyse her yüz kişiden ancak bir kişi yüzme biliyordur. Bir anket veya araştırma sonrası elde edilmiş bir bilgi değil bu, yalnızca varsayım. Bu demektir ki, hangisi olursa olsun su sporları öncesinde mutlaka önce yüzme öğrenmek ve öğretmekle işe başlamak gereklidir. Gazete haberlerinden aklımda kalan rakamlara göre yüzme bu şehirde futboldan daha önde bulunuyor. Bunda hem yüzme öğrenmek isteyenlerin sayısı hem de bu işe gönül verenlerin sayıca fazlalığı rol oynamış olabilir.

İşin eğitim tarafını bir yana bırakırsak, hangi yerlerde ne gibi sportif aktiviteler yapılabilir bunun etüt edilmesi gereklidir. Örneğin, sörf yapmak için sürekli rüzgâra ihtiyacınız vardır. Ben ne zaman gitsem, Karadeniz’de bu müthiş rüzgârla karşılaşıyorum. O halde bu bölgeler birer sörf, katamaran, yelken ve yat sporları için kullanılır hale getirilmelidir. Sapanca gölünde kano, Sakarya Nehri’nde nehir maratonu (tenekeler üzerine yapılmış sal ile seyahat), Marmara’da yelkenlilerle körfezi geçme ve diğer su sporları aktif hale getirilmelidir.

Yeri gelmişken söylemeden geçemeyeceğim, artık İstanbul-Kocaeli arası hızlı deniz vapurları gündeme gelmeli ve yolcu taşıma başlamalıdır. Bunu Atatürk Havalimanına kadar uzatmak gereklidir. Bu hizmet hem gidenler hem de gelenler için önemli bir çalışma olarak algılanacaktır.

Şimdi nerede ve hangi su sporları yapılabilire odaklanmak zorundayız. Bazılarınızın “Hocam, Karadeniz’de sezon çok kısa, orada bu işler yapılmaz” der gibi olduğunu hissediyorum. Ama içinde bulunduğumuz bazı günlerde bile rahatlıkla katamaran ve sörf yapılabileceğini unutmayın. Geçenlerde, hatırlayın Ocak ayında 20 derecelik hava sıcaklığını görmedik mi?

Üstelik artık küresel bir ısınma başladı ve onu yansımalarını görüyoruz. Güney yerine kuzeye yatırımlar başlamalıdır. Ama bunu yapacaklar arasında sporu ve sporcuyu unutan yatırımcılara dikkat ediniz. Her yapılan işin mutlaka bir sporla ilgisi bulunur. Spora katkıda bulunmayanın ülkeye de katkısı olmaz. Buna dikkat ediniz.

2011 şuracıkta ve biz hâlâ şu Kartepe’de bir tane kayak yarışı düzenleyemedik. Sonra da nerede bizim sporcularımız diye lütfen hayıflanmayalım. Durum budur ve kardaki bu tabloyu umarız su’da yaşamayız…

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş