Kazdağları’nda Doğa Talanına Hayır!

kazdaglari sirtcantam

Doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından oldukça zengin bir potansiyele sahip olan Kazdağları, Biga Yarımadası’nın hayat kaynağıdır. Kazdağları, eşsiz ormanları, endemik türleri, önemli gen kaynakları ile bölgemizin can damarıdır. Dünyanın en önemli ekosistemlerinden birisidir.

Ancak Kazdağları ve yöremiz çok ciddi tehditler altındadır. Bu tehditlerden en önemlileri: ‘Altın Madenciliği’, ‘Termik Santraller’, ‘HES’ler’ ve ‘Çarpık Yapılaşma’dır.

Dağın arka yüzünde, Çan – Bayramiç bölgelerinde, Ağı Dağı’nda, Kirazlı’da ve diğer pek çok yerde oldukça ileri bir aşamaya gelen altın madenciliği projeleri yöre halkının tüm muhalefetine rağmen işletmeye açılmak istenmektedir. Körfez bölgesinde hemen yakınlarımızda da ‘ileri arama aşaması’nda olan onlarca ‘Altın Madenciliği Projesi’ mevcuttur.

Bölgemizdeki Altın Madenciliği Tehdidi: Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün derneğimize gönderdiği cevabi yazılar ve ayrıca ruhsat sahibi firmaların web sitelerine göre;
– Bahçedere Köyü altın madenciliği projesinin ruhsatı devam etmektedir.
– Kısacık – Baharlar – Güzelköy ve yakın diğer köyleri de kapsayacak şekilde onlarca arama ve işletme ruhsatı verilmiştir.
– Narlı Köyü civarındaki altın madeni arama faaliyetleri de ileri aşamaya ulaşmıştır.
Kısacık Köyü’nde ve Narlı’da ruhsatları bulunan bir firma, web sitelerinde ileri arama aşamasında olduklarını ve işletmeye geçebileceklerini belirtmektedir. (www.oremine.net)
Termik Santraller: Çanakkale toplam 14.000 MW güce sahip 13 termik santral projesi ile adeta kuşatılmış durumdadır. Bu projelerin gerçekleşmesi durumunda Kazdağları kömür dumanlarıyla boğulacaktır.

HES’ler: DSİ Genel Müdürlüğü’nden derneğimiz tarafından alınan yazılı bilgiye göre: Mıhlı Çayı’nda HES projesi fizibilite çalışmaları sürdürülmektedir. DSİ Genel Müdürlüğü’nün internette yayınlamış olduğu projeler listesinde de Mıhlı dışında, Manastır Çayı, Kızılkeçili Çayı ve Zeytinli Çayı’nda da HES projeleri yer almaktadır.

Çarpık Yapılaşma: Kooperatifler ve ikinci konutlar nedeniyle, Körfez’in doğası talan edilmektedir. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz, suyumuz, havamız çok uluslu şirketler ve yerli işbirlikçilerince yağmalanmakta, doğamız siyanür ve ağır metallerle kirletilmektedir. Bu projelerin gerçekleşmesi durumunda bölgemiz yaşanmaz hale gelecektir. Oysa Kazdağları’nın yer üstü zenginlikleri altından daha değerlidir.

Bizler, Kazdağları’ndaki sorunlara dikkat çekmek, çözüm önerileri oluşturmak, çözümün bir parçası olmak, yaşam alanlarımızı savunmak ve yeni yaşam modelleri oluşturmak amacıyla bir araya geldik. Ülkesine, çevresine, çocuklarının geleceğine karşı duyarlı olan herkesi bu mücadeleye davet ediyoruz.

Doğa talanı ve sömürüsüne hayır! Yaşasın doğa!

Kazdağı Doğal Ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

7 Eylül 2013, Küçükkuyu

 

Fotoğraf: Mehmet Kıran