Greenpeace’in Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Nükleerle İlgili Açıklamasına Yanıtı

nukleerehayir

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED başvurusu konusunda yaptığı konuşmada deniz suyu sıcaklığının artmayacağını, gelişmiş teknolojinin biyoçeşitlilik sıkıntılarını ortadan kaldıracağını ve Greenpeace üyelerinin nükleer konusundaki düşüncelerinin değiştiğini ifade etti.

Konu ile ilgili Greenpeace Akdeniz’in cevabıdır: Öncelikle, nükleer teknolojisinin yarattığı çevresel etkilerden dolayı Greenpeace her zaman nükleer karşıtı olmuştur. Greenpeace’in bu konudaki duruşu yaptığı akademik ve bilimsel çalışmalara dayalı olmasından geçmiş üyelerin yorumları veya Greenpeace’in nükleere karşı duruşunu değiştirmesi söz konusu değildir.

Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santral için en sıkıntılı konulardan biri deşarj işleminin ekolojik etkileridir. Deşarj, nükleer santrali soğutmak için deniz suyu kullanma ve ısınan suyu yeniden denize bırakma tekniğine verilen isimdir. Mersin Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nün 2012’de yaptığı araştırmada mevsime göre sıcaklığı 12-28 santigrat derece olan deniz suyunun, bu işlemden sonra 35-38 derecelere çıkabildiğini belgeledi. Mersin Üniversitesi uzmanlarının hazırladığı çalışmaya göre, santralin yapılacağı bölgede Türkiye’ye özgü endemik türlerin yaşadığı kumlu sahil habitatı zarar görecek.

Akkuyu’ya 34 km mesafedeki Göksu Deltası da geri dönülmez bir şekilde tahrip edilecek. Santralle birlikte, Göksu Delta’sında yaşayan ve tehlike grubunda olan 475 bitki grubu ve Caretta Caretta, Chelonia Mydas kaplumbağa türleri, Akdeniz foklarının yanı sıra birçok hayvan türü bulunuyor. Barındırdığı canlı varlığının çeşitliliği açısından dünyanın sayılı alanlarından olan Göksu Deltası, Türkiye’nin de 1994 yılında taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi’yle uluslararası koruma altında bulunuyor.