Delikli Taş, Yerde Kalmaz

Bir toplumu, toplum yapan değer yargıları vardır. Bu değer yargıları yılların deneyimi ile oluşan olgulardır. Atasözlerimiz, yılların deneyiminden sonra oluşan, deneyimler bütününün sözel olarak özet anlatımıdır. Birebir gerçeği yansıtırlar.

Sadece atasözlerine dikkat etsek, yaşamımız çok daha kolay olurdu diye düşünüyorum. Konumuzun başlığı olan atasözümüzde pek çok söze bedel bir anlatı.

Çok uzun bir süredir, hem yayıncılık hem de turizm dünyası içerisinde bulunuyorum. Anadolu’nun her yanını gezdim, gördüm. Gerçekten de hem doğal, hem de kültürel açıdan çok zengin bir ülkemiz var. Ne kadar övünsek azdır gerçekten.

Şimdi Anadolu’nun her yanında kültür ve doğa turizminden faydalanmak için müthiş çalışmalar var. Herkes turizm yapmak, para kazanmak istiyor. Valiler, Kaymakamlar, Belediye Başkanları, Muhtarlar, işletmeciler, herkes turizm yapmak istiyor. Herkes, memleketinin turist ile doldurmanın peşinde.

İki binası olan kültür turizmi, iki ağacı olan doğa turizmi yapmak istiyor. Şaşalı sözler, acayip broşürler, tuhaf tipler vs. Ama unutulan çok şey var. Bir bölgenin kültür ve doğa turizminden faydalanabilmesi için, ilk önce kültürünü ve doğasını çok iyi koruması gerekiyor. Kapatma restorasyonlar, aslından uzaklaşan mimari yapılar, yapay yeşillendirilmiş alanlarla ne kültür turizmi olur, nede doğa turizmi.

Kültüre yapılan yatırım karşılığını görür. Korunmuş doğal alanların mutlaka görücüsü bulunur. Yeter ki kültürel eserlerimize ve doğal değerlerimize doğru koruma sağlayalım. Değerli olan mutlaka değerini bulur. Atalarımızın dediği gibi delikli taş, yani işe yarayan bir taş ta olsa, mutlaka bir alıcısı olur.

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş