Büyük Yürek

Almanya’da bir televizyondaki bilgi yarışmasında beş yüz bin Euro kazanan, ‘Emma’ dergisi sahibi bir kadın, paranın hepsini ‘Hatun Derneği’ne bağışladı. Anımsarsınız ‘Hatun’ çocuğu ile birlikte Avrupa’nın ortasında töre cinayetine kurban edilen genç kadının adı. Sonra onun adını taşıyan bir dernek kuruldu. Şiddete uğrayan kadınlar için. İşte Alman Kadın kazandığı tüm parayı buraya bağışladı. Bu kadında insanlık adına mangal gibi yürek yok mu?

Geçen ay Ataol Behramoğlu ‘Türkiye kadın mezbahası’ diye bir yazı yazmıştı ya. O yazıdan bu yana yine birçok kadın öldü, sakatlandı. Hepsi de erkek şiddeti yüzünden. Adam karısının kulağını kesiyor, serbest bırakılıyor. Öldürüyor, cezasında indirim yapılıyor. Hüseyin Üzmez’i protesto edenler yargılanıyor. İnsanın bu çelişkilerden başı dönüyor.

İşte en son 14 yaşındaki küçük kız Ceylan da öldü. Nereden geldiği meçhul (belli) bomba daha yaşama başlayamamış bir yavruyu param parça ederek ağaçlara savurdu. Artık bunca yıldır ölümden başka bir şey konuşamaz olduk. Bu anlamsız savaşa ‘Dur’ dememizin zamanı çoktan geçmedi mi? Açılım mıdır, açılamaz mı? Artık bu insan kıyımına son verilmeli. Sorun elbirliğiyle ivedilikle çözülmeli. Ceylan’ın ölümü barış getirmeli.

Bir büyük yürek sesi de Birgün Gazetesi’nden geldi. Daha mesleğine yeni başlamış bir gazeteci, kendi kariyerini hiçe sayarak ülkenin çıkarını düşünebilenlerden olduğu için, yüreği haksızlıklara el vermedi. Sonuna dek sabırla dinlediği sömürü programına sonunda dayanamadı ve çıkardığı gibi ayakkabısını IMF sorumlusuna fırlatıverdi. O da gençlik muhalefetini hoş gördü ve davacı olmadı.

Eğer aklımızı duygularımızın önüne geçiremezsek, daha nice ‘Büyük Yürekler’ çıksa da bizim şiddetimizle baş edemez. Çünkü biz ancak bizi yakarsa ateşi söndürürüz. Yılan bizi sokarsa çözümü düşünürüz. Belki de Roosevelt şu sözü bizim için söylemiştir: “Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece eğitmek, topluma bir bela kazandırmaktır.”