Barhal Çayı’nda Rafting

Dalgalı kar suları üzerinden aşmak ne güzel, bin yıllardır ıslanan kayalıkların üzerinden düşmek ne güzel, Barhal Çayı’nda rafting yapmak ne güzel…

Bizim türkülerimiz coğrafyalar anlatır. En çok sevdiğim türküler; kadınlar ve erkekler tarafından karşılıklı söylenenlerdir. Tüm Karadeniz türkülerinin ilk iki mısrası doğayı anlatır. Sonraki iki mısrası da, bu anlatılan doğa durumuna benzer ruh halini:

“Dere kütük geturur

Ka gel hele

Ya gel hele yanuma

Üstü köpük geturur

Ka gel hele

Ya gel hele yanuma…”

Coğrafyalar, üzerinde yaşayan insanları kendine benzetir. Denizi coşunca engel tanımaz Karadeniz’in. Üzüldüğünde sel olur akar gözyaşı bu coğrafya insanının. Bir de duygusallaştı mı; işte o zaman bulut denizi gibi, dağların sırasında yükselir ve bir yerlerde durur, duygu yüklü bekler bu coğrafyanın çocukları.

“Dumanlı dağlar gibi

Duman kalmaz başımda

İster al, ister alma

Geleceğum peşinden…”

İztv adına, ‘Çoruh Vadisi’ belgeseli çekimi için bir hafta bölgeyi gezme imkânım oldu. ‘Gelecek Turizm’de projesinin niteliğini tüm ülkeye tanıtmak için ‘Sırtçantam’ kuşağının bir programını Erzurum ve Artvin’e ayırdım. Bu bir haftalık zaman içindeki serüvenimi ‘Çoruh Vadisi’ isimli güncede gün gün okuyabilirsiniz.

Gelelim Barhal Çayı’nda ki raftinge. Yok, böyle bir şey. Azgın kar suları üzerinden gitmek ne müthiş bir duygu. Anlatılması çok zor bir keyif bu. Bir yanımızda sarp kayalıklar ve kayalıklar içerisinde akan coşkun bir nehir. Ve bu nehir üzerinde bir botla akan yürekler…

Ne yapın edin, mutlaka bu Barhal Çayı’nda rafting yapın. Oktay Alkan kardeşimi bulun, o sizi bota bindirsin. Sonrasını Oktay’ın komutlarına bırakın; sağ geri, sol ileri, herkes ileri…

Sevgili kardeşim Oktay, benim bundan sonra bindiğim tüm botlarda tek komut olsun. Çünkü ben, ne olursa olsun, sadece tek bir komuttan hoşlanıyorum; herkes ileri…

Egemen’e, Oğuz’a, Oktay’a, Jülide’ye, Şirin’e, Derya’ya, Akansu’ya, Murat’a, Özgür’e, Verda’ya, Sevdalı Dağların çocuğu Osman’a, Bülent’e ve Çoruh’un özgür ruhuna teşekkür ederim; yolumuza yol, rengimize renk, sesimize ses oldular… Birlikte aktık bir hafta…