Artık İşlemeyen Bir Kömür Madeni

Greenpeace’den, kampanyacı Frida Bengtsson’ın bir yazısını yayınlıyoruz. Bu yazı sizi Sovyet Rusya’nın kuzeyinde, kömür madenlerinin yoğun olduğu yerlerde gezintiye çıkaracak. Gezintiniz içinizi biraz sıkabilir. Yine de gideceğiniz yönü belirlemek sizin elinizde…

‘Pyramiden, kömür madenlerinin yoğun olduğu bir Rus kasabası. Geçen seneki ziyaretimden sonra orayı bir daha asla unutamadım. Tam bir hayalet kasaba olduğunu söyleyebilirim. Binlerce insanın evleri, dükkânları sarmış etrafı. Fakat her yer bomboş. İlk bakışta, sanki tatile gitmişler gibi görünüyor; ama insanlar Pyramiden’den bir daha asla geri dönmemek üzere ayrılmışlar.

Artık ne kömür madenleri de çalışıyor ne de limandan kömür taşıyan gemiler geçiyor. Son kömür madencisi, ailesiyle birlikte 1998 yılında ayrılmış Pyramiden’den… Alelacele ayrıldıkları çok belli, eşyalarından hiçbirini almamışlar. Sanki bir felaketten kaçar gibi apar topar gitmişler.

Aslında bu bahsettiğim kasaba, zamanında tam bir Sovyet ideasıydı. İşçiler için her şey bedavaydı. Mesela tarihi yerlere erişim çok kolaydı. Yemek eşit ve parasız dağıtılırdı. Boş zamanlarını değerlendirebilecekleri çok fazla aktiviteye ulaşım parasızdı. Bir sinema, kütüphane, müzik odaları ve tabii ki kocaman bir piyano… Spor tesisleri de yapılmıştı işçiler için. Dedim ya, tam bir Sovyet rüyası…

Ne yazık ki Pyramiden’deki kömür madeni 1998 yılında kapatılmış. Hükümet, yeni ekonomik düzene geçtikten sonra, kasabanın işletilmesi maliyetli olmaya başlamış. Geriye kalana baktığımızda ise tam bir boşluk, hem de kirli bir boşluk… Bu gözde kasaba artık listede değil. Oysaki 33 yıl boyunca, (1955 – 1998) kasaba Sovyetlerde en rağbet gören yerlerden biriydi.

Pyramiden kasabası Svalbard’da bulunuyor. Svalbard Takımadası denince bugün akla bilim ve vahşi yaşam geliyor. Hâlbuki tarihsel sürece baktığımızda, avcılık ve kömür madenciliği bu adanın en önemli aktiviteleriymiş. 17. ve 18. yüzyıllarda, Avrupa’nın en güçlü isimleri, Svalbard’a gelerek, burada avcılığın ve maden faaliyetlerinin bir numaralı ticaret unsuru olmasına neden oldular. Avcılık, eşsiz değerdeki balinaların, kutup ayılarının ve ren geyiklerinin nesline zarar verirken, kömür madenciliği de bölgede yaşayan insanların hayatlarını, hastalık ve kirlilik nedeniyle sürdürememesine neden oldu.’

Yazı maalesef okurken bizi karanlığa itebiliyor. Bahsedilen iki bölgeden de gördüğümüz gibi, kömür değdiği her yere geri dönülmez zararlar vererek, yaşanmaz hale getiriyor. Korkunç yaşam koşulları, hastalıklar ve göç… İklim değişikliğinin en büyük etkeni kömür, dünyanın en kirli yakıtı…

Dünyanın pek çok yerinde yıllarca enerji üretimi için kullanılmış olsa da, üzerinden geçtiği topraklar verimsizleşmiş, cansızlaşmış. Bu saydığımız, sadece dünyadaki iki bölgeydi. Polonya, Çin, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika, Türkiye ve daha birçok yerde bu kirli yakıtın etkileri gözle görülür derecede açık.

Bugün ise Karadeniz’in iki farklı yakasında olan Rusya ve Türkiye kirli bir iş birliğine hazırlanıyor. Rusya’dan çıkarılan kömür Sinop, Gerze’de termik santralde kullanılmak isteniyor. Bu durum gerçekleşirse kaybedenler o kömürün çıkarıldığı, sonra da yakıldığı kasabalar olacak. Gerzeliler bunun olmaması için yaşam haklarını korumak adına Yeşil Gerze’yi Anadolu Grubu’na teslim etmiyor ve direniyorlar. Gerze demek Türkiye demek, dünya demek…