Antíbol ya da Antibo olarak ta tarihte yer alan Antibes, Fransa’nın Cote d’Azur Bölgesi’nde, Cannes ve Nice şehirlerinin arasındadır. Antibes, 5. yüzyılda Yunanlı bir koloni tarafından Antipolis adıyla kurulmuş ve limanı sayesinde yüzyıllarca önemli bir ticaret alanı olmuş.
Antibes, Roma İmparatorluğu’nun şehirden çekilmesinden sonra birçok kabile tarafından kuşatılmaya ve alınmaya çalışılmış. 10. yüzyılda Seignur Rodoart şehrin etrafını koruyacak surların da olduğu kaleyi inşaa ettirmiş ve bundan sonraki 200 yıl boyunca şehre rahat bir nefes almasını sağlamıştır. Kalenin sağlam surları arkasında güvenle yaşayan halk 15. yüzyıl sonunda da Fransa Kralı 11. Louis’nin koruması altına girmesiyle yağma ve talanlardan etkilenmeden günümüze kadar korunmuş.
19. yüzyıl ortalarından itibaren Avrupalılar bu bölgenin güzelliğini fark ederek büyük ve lüks evler inşaa ettirmeye başladılar. 1926 yılında Grimaldi Şatosu müzeye dönüştürüldü. 1946 yılında Pablo Picasso bu bölgede yaşayan arkadaşları Gerald Murphy ve eşi Sara’yı ziyaret etmek üzere gelmiş ve altı ay boyunca şatoda yaşamış. Picasso’nun bu dönemde yarattığı tüm eserler kaldığı şatonun Picasso Müzesi’ne çevrilmesiyle, müzede sergilenmeye başlamıştır. Biz gittiğimizde kapalı olduğu için içerdeki eserleri görme şansımız olmadı ama sizin şansınız ve vaktiniz olursa mutlaka gidin.
Antibes ara sokaklarında dolaşırken gözümüze birçok değişik kapı ve kapıların üstlerindeki küçük duvara oyulmuş gravürler çarpıyor. Melekler benim hassas konum olduğu için doğal olarak daha çok dikkatimi çekiyor. Aşağıdaki cumbadaki testi fikrine ise bayıldım.
Antibes, 25 km uzunluğunda 48 plajıyla Cote d’Azur’un en güzel bölgelerinden biri. Güzel bir görüntü almak isterseniz Garoupe Feneri’nden çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.
25 km’lik bir sahil söz konusu olunca bir sürüde limandan bahsetmek mümkün. Bunlardan birçoğu günümüzde lüks ve ihtişamlı yatların konaklama adresi. Port Vauban, Avrupa’nın en büyük yat limanı olarak biliniyor ve 2000 yatın demirleyebileceği bir alana sahip. Bu liman aynı zamanda bu eski Yunan şehri olan Antipolis’inde tam kalbinin attığı yerde bulunuyor.
Dünyanın en iyi festivallerinden biri olarak bilinen Pins Jazz Festival’de Antibes’de yapılıyor. Caz müzik seviyorsanız barlar ve gece kulüplerinde de caz müzikten techno müziğe kadar farklı müzik tarzlarına rastlayabiliyorsunuz.
Yazı ve fotoğraflar: Banu Demir