‘9YÜZ1000KADIN’

Bakmak, Görmek, Algılamak, Anlamak…

“‘Fotoğraf yapma ve yaratma’ sürecine katılarak bana destek veren kadınlarla birlikte ayrıcalıklı ve özel bir paylaşımın içinde bulunduğumuzu biliyorum. Bana ayırabildikleri kısa bir zaman diliminde; onların yardımlarıyla, onlara yaklaşabildim. Bu üretme ve yaratma sürecine, onlarsız, onların varlığı, onların yaratıcı ve üreten katılımları olmadan; yüzeysel, sığ ve sınırlı bakmak da istemedim. Onları doğallıklarıyla ve yalın, katkısız içtenlikleriyle yansıtabilmeyi istedim… Elbette bu saptama benim için, yalnızca bir umut, bir varsayım yalnızca… İşin gerçeğini vedoğrusunu ise; yanlızca onlar, kadınlar biliyor ve onlar bilecek…
 

Çağlar boyunca bastırılmış, örselenmiş kadın kimliğini ele alan birçok söz söylendi, birçok yazı yazıldı. Yapılan her çalışma, ‘kadınları tanımlama ve iç dünyalarını çözümleme’ bağlamında farklı yöntemler önerdi. Bu önermelerin, kadının dişil doğasına ilişkin, gerçek, isabetli, doğru veriler ve seçenekler olduğunu söylemekse; tartışmalıdır… Ben, bu zor, belki de umutsuz ve giderek olanaksız bilme, öğrenme, algılama ve anlama sürecine; görsel saptamalarla ve kadınların, olmazsa olmaz desteği ve işbirliğiyle katılmayı istedim. Benden desteklerini esirgemeyen kadınlara, doğal, yalın ve uygulanabilir yöntemler ve, kolay çözümler önererek yaklaşıyorum. Bana doğallıkla, çekincesiz içtenlikleriyle elvermelerini, bana ve fotoğrafa yansıma sürecine katılmalarını öneriyorum. Elde edilen fotoğraflar; onlarsız, onların varlığı, onların yaratıcı ve üretken katılmaları olmadan olmazdı, olamazdı elbette…
 

Yaşadığımız tüm uzun çağların o öğütücü, yok edici baskıları içinde, yaratıcı kadın doğasına, duygularına yer vermeyen, umursamasız ve acımacısızca onları tüketen çarkların içinde kayboluşumuzdan yola çıkarak; kadınların ilk yapması gereken şeyin; içlerindeki o doğal, yabanıl sese kulak vermeleri ve kendilerini keşfetmeleri olduğunu düşünüyorum. Kadınların özgün doğasında var olan o sınırsız yaratıcı gücün; kadının doğal içgüdülerinden kaynaklandığı savı çokça ileri sürülür. Ben inanırım bu yargıya…
 

Gerçekleştirmeye çalıştığım bu zorlu çalışmalarla; bastırılan içgüdüsel ve doğal gücün; sınırsız ve yabanıl kadın yaratıcılığının giderek silikleşen izlerini; ucundan, kıyısından ortaya çıkarmaya belirginleştirmeye, çalışıyorum. Bu nedenle de; bu meraklı yönelişimin sonuçlarıyla, kadın gerçekliğinin görsel sonuçlarını da elde etmeye çabalıyorum. Kimilerine göre bu çabamın ip uçları, bir kaç fotoğrafla sınırlı kalıyor da olabilir… Ancak ben bu gorüntülerin, bir gerçek, kaçınılmaz bir olgu ve kalıcı olarak saptanmış olduklarını biliyorum… Bu bilinen duruma ve elde edilen sınırlı sonuçlara karşın, bu görsel saptamaların, çalışmaya omuz veren ve benimle bu süreci, doğallıkla, içtenlikle paylaşan kadınlar için de; önemli ve değerli sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Doğal kimliklerimizi öğrenme ve keşfetme, serüvenini benimle birlikte sürdüren, bana katılan, kadın fotoğraflarının iz sürenleri ve yaratıcıları olan tüm kadınlara; minnettarlığımı, içten ve yürekten teşekkürlerimi iletmek isterim!…”
 
 
Güner Sarıoğlu