Erguvan Kokulu Sırtçantam…

Boğaziçi’nin tepelerine kurulup erguvanların denize akışını seyretmenin zamanıdır Mayıs. Yeşil, pembe, mor dalların arasında görmeye çalıştığım vapur mu yoksa önüme serilen renk cümbüşü mü beni daha çok heyecanlandırır, onu bilemem. Ama havayı kokladım mı mimozaların ve akasyaların kokusunun denize karıştığını bilirim. Ege rüzgârının savruldukça, zeytin kokusunu denize taşıdığını da…sayi 5

Çocuklar ve çocuk kalmış büyüklerin ellerinden, gökyüzüne salıverilen uçurtmaların zamanıdır Mayıs. Asarız yüreklerimizi kuyruğunun en ucuna, taşır bizi özgürlüklere… Ya da biner bir ada vapuruna, sefaya çıkarız. Adalarda nefes almanın zamanı gelmiştir, çünkü. Kınalı’nın akasyalarına, Burgaz’ın mimozalarına takılır kalırız. Heybeli’de balık kokusu, Büyükada’da fayton tıkırtısı aklımızı başımızdan alır.

Doğa tutkunlarınınsa sevinçleri başlarından aşkındır; yaz gelmeden, sıcağa düşmeden baharı, tazeliği, aşkı yaşamanın zamanıdır Mayıs onlar için. Sarıp sarmaladılar mı sevdiklerini, tutup ellerinden götürürler kıra, çayıra, yaylalara, ovalara ve bilirler, mayısta erguvan kokar aşkları, yasemin kokar…

Bu ay Sırtçantam’ıza neler mi sıkışmış? Celal Güzelyürek’le, birer dağ kırlangıcı olup Gelidonya Feneri’ne konacağız. İbrahim Tanrıverdi, Doğu Anadolu platolarına çıkaracak, Fatih Onur, Şövalye Adası’nda geçmişe götürecek bizi. Azeri ressam Muhammet Aliyev’le söyleşiyi yine Ahmet Parman yaptı. Sürdürülebilir Eko Turizm’i ise Doğa Derneği’nden Önder Cırık’in kaleminden okuyacağız. Sarı Otobüs’ün üzerinden henüz İran yollarının tozu dökülmemiş olmalı, ama Ömer Kaptan’ın kaleminden Tebriz anıları çoktan Sırtçantam’daki yerini aldı.

Mayısta dolaşırken sırt çantanıza birkaç erguvan dalı atmayı unutmayın. Ne de olsa sakladığımız erguvanlarımıza sığınacağız bütün yıl boyunca.

Yelda Baler