2B Satıyorum, Satıyorum, Sat..?

Orman nedir? Birilerine ait midir? Alınıp satılır mı? Ormana nasıl maddi değer biçilir? 2B orman alanlarının satışının 2012 yılında tamamlanacağının açıklanması üzerine TEMA olarak kamuoyunu düşünmeye, tartışmaya çağırıyoruz.

6.831 sayılı Orman Kanunu, ormanı iki satırdan oluşan ‘Tabii olarak yetişen ve emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır’ ifadesi ile tanımlıyor. Ormanın ne olmadığı ise yine aynı kanunda 26 satır ile anlatılabiliyor. Sadece bu şekli farklılık bile ormanlara en büyük zararın şu anda yaşamakta olduğumuz 2B satışı benzeri yasal düzenlemelerle verildiğini gösteriyor.

TEMA, sürecin en başından bu yana 2B orman alanlarının satışına karşı mücadele ediyor. Çünkü, orman asla yan yana gelmiş ağaç topluluğu değildir. Orman, ağacıyla, zemin bitkileriyle, mikro organizmalarıyla, mantarıyla, böceğiyle, kuşlardan memelilere tüm hayvanları, su tutuşu ve toprak yapısıyla dünyaya hayat veren kocaman bir karasal ekosistemdir.

TEMA, bugün hem ekolojik hem de toplumsal bir sorun haline gelen 2B konusunun çözüme kavuşturulmasından yanadır. Çözüm için öncelikle, ormanların 2B maddesine dayandırılarak orman dışına çıkarılmasının yasal dayanağının bir daha yaşanmayacak şekilde ortadan kaldırılması, satıştan vazgeçilmesi ve TEMA’nın önerdiği süreli mülkiyet kavramının geliştirilmesi gerekmektedir.

Süreli mülkiyette kişi sonsuz mülkiyet hakkı satın alamaz, belirlenen süreler içinde alanın kullanım sahibi olur. Devlet hangi kurumu belirledi ise alan sürenin sonunda ona iade edilir. 2B orman alanlarında ilgili mevzuat yaratılarak bu yola gidilmeli, 2B işgalcisi oldukları tespit edilen kişiler, 2B orman alanlarından süreli mülkiyet hakkıyla yararlanabilmeli, mülkiyet hakkı devletin tespit ettiği kurumlara verilmelidir.

Devletin elinde 2 tip alan bulunmaktadır: Hazine mülkiyetindeki alanlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlar. Devlet hazine mülkiyetindeki alanları satar, kiralar, istediğini yapar. Ama devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlar; ormanlar, meralar, dağlar, otlaklar, yaylaklar, kışlaklar, sulak alanlar, denizler, karasuları, akarsular ve yeraltı suları Egemenlik Hukuku’na tabidir. Egemenlik hakkı, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken halkın kendi iradesiyle devlete tanıdığı özel bir yetkidir. Bu nedenle Mülkiyet Hukuku devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlarda işletilemez. Kısacası Egemenlik Hukuku’na tabii olan ormanları satmaya devlet dahil hiçbir kurum ya da kişinin hakkı yoktur.

TEMA Vakfı, çok başarılı ağaçlandırma çalışmaları yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nı doğal ormanların işgal ve yok edilmesini özendirici bu yaklaşıma karşı durmaya davet etmektedir. Millet adına ormanlarımızı korumakla ve geliştirmekle görevli bir kurumdan beklentimiz bu yöndedir.

TEMA Vakfı

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş