2011 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Çevre Adına Neler Yaşandı? – 8

Türkiye, otomobili tanıyıp, ilk ehliyetli vatandaşımız direksiyona geçtikten sonra, yeni bir terör türüyle tanışmış oldu; otomobil terörü! Oysa dünya bu harika aracı, bir yerden bir başka yere ulaşabilmek, yük ya da eşya taşımak için kullanıyordu ama biz bu muhteşem mobil aracın başka yönünü keşfetmiştik ve şenlik başlamıştı…

Otomobil terör

Bu araçlar karşıdan gelen araçlarla çarpışabiliyor, yaya geçidinden geçen yayayı altına alabiliyor, düz ve boş bir yolda takla atabiliyor, şarampole ya da uçuruma yuvarlanabiliyor, refüje çarpabiliyor, otobüs durağına çıkabiliyordu. Otoparkta girerken ya da çıkarken, hatta 50 metrelik otoparkta yer ararken bile sürat yapılabileceğini fark etmişti, ezici çoğunluk! Uyumasan, alkol alsan, sarhoş olsan, hatta uyusan dahi kullanılabiliyordu bu icat. Dünya ülkeleri arasında alkol kullanımında en sonlarda yer almamıza rağmen, alkollü araç kullanırken yapılan trafik kazalarında dünya birincisi olarak, bunu da kanıtlamıştık!

Otomobilin bu özelliğini fark ettiğimiz anda, bu özelliklerinden yararlanmaya başladık! MOBESE denilen kameralar da devreye girince, kara mizaha takla attıran görüntü kayıtları bunu kanıtlıyordu. Kendi halinde giden bir araç, durduk yerde hızlanıp, sağa sola çarpmaya, sonra da takla atmaya başlıyordu. Bir kavşağa dört ayrı yoldan giren dört araçtan hiçbirisi durmuyor, yavaşlamıyor ve kafa kafaya çarpışıyordu. Bir motosiklet, hiçbir neden yokken (!) bir kamyonun altına girebiliyordu. Kırmızı ışıkta durma gereği görmeyen bir otomobil, kırmızı ışıkta duran otobüsün altına girerken, yeşil ışıkta yaya geçidinden geçmeye çalışan yayalar, kırmızı ışıkta geçen bir otomobilin kurbanı olabiliyordu!

Biz, yani güzel yurdum vatandaşları kendimizce eğleniyorduk ama otomobil denilen gâvur icadının bir de gaz salımı denilen belası vardı ki, bu daha da kötüydü. Fosil yakıt, motorun içerisinde yandıkça açığa çıkan zararlı kimyasallar, ağır ve hafif metaller, dehşet olarak geriye dönüyordu. Şimdiden karbon kurumu olarak kutuplardaki yerini almış, güneşten gelen radyasyonu emerek, buzulları eritiyorlardı ve yeryüzünde bu işe katkı yapan 750 milyon otomobil vardı! Otomobil terörü konusunu, aşağıdaki pasajı aktararak, bitirelim;

“…Atmosfere salınan tüm karbon monoksit (CO) emisyonlarının % 70 – 90’ından, azot oksit (NOx) emisyonlarının % 40 – 70’inden, hidrokarbon(HC) emisyonlarının yaklaşık % 50’sinden ve şehir bazında kurşun emisyonlarının % 100’ünden özellikle motorlu taşıtlar sorumludur…” (ÇEVREM, 13 Haziran 2011)

(Çevre Misyonu Platformu / ÇEVREM), fotoğraf: İsmail Şahinbaş