Eski Japonya Başbakanı Naoto Kan, Fukuşima nükleer felaketinden sonra uzunca bir süre gözlerden kaybolmuştu. Kan en son Ağustos ayında halkın önüne çıkmış ve Başbakanlık görevinin birinci yılı dolmadan, Fukuşima felaketinden beş ay sonra istifasını sunmuştu. Kan, yaşanan nükleer felaketi doğru yönetemediği için hem muhalefetin hem de kendi partisinin yoğun eleştirilerine maruz kalmıştı.
İstifasının ardından Kan, kendine yeni bir misyon edindi ve nükleer karşıtı aktivist olarak anti – nükleer kampanyanın parçası oldu. Kan’ın Perşembe günü Davos’ta yapacağı konuşmanın içeriği meslektaşı politikacıları ve iş adamlarını şaşırtacak.
Nükleer felaketin yarattığı acıya, yıkama ve çaresizliğe Japon toplumunun her seviyesinde rastlamak mümkün. Felaketin insani boyutları, bireyleri sorumluluk almaya ve değişime yönlendiriyor. Bireyler, politikacılar, ülkeler hem kendilerini hem de kendi geleceklerine yön yeren politikaları yargılıyorlar. Eski Japon Başbakanı Kan, bu kişisel yolculuktan dünya adına çok önemli dersler aldı. Kan ekonomik gelişmenin ve büyümenin vahşice yapılamasına ve beslenmesine karşı gür bir ses oldu. Nükleer santrallere ihtiyacımız olmadığını ve alternatiflerinin olduğunu Kan biliyor.
Türkiye’de ise politikacılar hala nükleeri savunma cesaretini ve cehaletini gösteriyor. Nükleer yalanları, topluma gerçekmiş gibi yansıtan, toplumun zekasını göz ardı etme cesaretini gösteren politikacılara en manidar cevap Kan’dan, ‘Ben dünyaya nükleer enerji olmadan işleyebilen bir toplumun gerekliliğini anlatmak istiyorum.’