10 Mart Cumartesi Günü Saat 15:00’te Eylemdeyiz!

11 Mart 2011’de Japonya ve dünya yaşanan deprem, tsunami ve nükleer felaketle sarsıldı. Fukuşima Nükleer Santrali’nde bulunun 6 reaktörün üçünde çekirdek erimesi gerçekleşti.

Gündelik hayatın bir parçası olan depremlerle yaşamaya adapte olmuş, teknolojik gelişmeler ve tedbirlerle depremlerle mücadele eden Japonya bile nükleer felakete hazırlıklı değildi. Nükleer endüstri Japonya’da bile nükleer kaza olabileceği gerçeği ve olgusu ile hareket etmek yerine, nükleer endüstri ekonomik çıkarlar halk sağlığının önüne geçti. Fukusima felaketi nükleer, gerçek nükleer reaktör risklerin göz ardı edilmesi, nükleer güvenlik standartların belirlenmemesi ve uygulanmaması sonucu insanlığın ve doğanın nükleer felaketin kucağına bırakıldı.

Fukuşima felaketi felaketinin insani boyutları ise gerçeklik algısını zorlayacak kadar büyük:

150,000’den fazla insan, irili ufaklı pek çok topluluk ve aileler Japonya’da evlerini terk etmek zorunda kaldı. Radyasyonun tehlikelerini çocuklarından korumaya çalışan pek çok aile, bölündü. Kazadan sonra 20 km karelik alan tahliye edildi, tahliye bölgelerinden 100 km dışında bile radyasyona rastlanıyor. Pasifik okyanusu tarihin en büyük radyoaktif kirlenmesine maruz kaldı. Radyasyon havaya, toprağa, suya ve besin zincirinin kirlenmesine ve felaketim kuşaklar boyu taşınmasına sebep oldu. Ekonomik kayıplar ise 250 milyar doları aştı.

Fukuşima’dan, Çernobil’den ve irili ufaklı diğer 5 bin nükleer kazadan çıkarılan tek sonuç ‘Nükleer endüstrinin yaratmaya çalıştığı sanal güvenlik olgusu koça bir yalan.’ Doğayla uyumlu olmak yerine, zorbaca onu ıslah ve yönetimine almaya çalışan nükleer endüstri ne güvenlidir nede insanı, canlıları ve evreni düşünür. Dünya nükleer santralleri kapatıp yüzünü temiz enerjilere rüzgara ve güneşe dönüyor.

Nükleer santrallere sırtını dönmek ve Akkuyu’ya nükleer santral kurulmasının önüne geçmek için 10 Mart Cumartesi günü saat 15:00’te eylemdeyiz!