Kim ne derse desin, eğitim ailede başlıyor. Okul insana mutlaka bir şeyler veriyor. Tarih, matematik, coğrafya, edebiyat gibi birçok bilgiyi okulda ediniyoruz. Ancak, bir insanda olması gereken, insanı insan yapan değerler ailede ediniliyor.
Ünlü Psikanalist Sigmund Freud’ a bir gün kucağında 40 günlük bebeği ile bir kadın geliyor.
– Profesör bu bebeği nasıl yetiştireyim ki topluma, insanlığa faydalı olsun diye soruyor.
Freud’ un yanıtı anlamlı ve kısa;
-Çok geç kalmışsınız.
– Ama nasıl olur daha 40 günlük, ne zaman gelebilirdim ki?
– Siz bana bu bebeğin anneannesini getirseydiniz bu bebek sizin istediğiniz gibi yetişebilirdi diyor.
Bu gerçek olaydan da anlaşılacağı gibi ailenin insanın eğitiminde rolü çok büyük. Düne kadar elimizdeki her türlü şeyi denizlere atardık. Mantık basitti aman canım deniz bu alır götürür. Ama şimdi görüyoruz ki deniz alıp götürmüyor, içinde barındırıyor. Yakın zamana kadar her köşesinde plajlar olan Marmara Denizi’nde artık çok dar alanlar dışında denize girilemiyor. Her sezon başı kirlilik ölçümleri yapılıyor.
Bu tehlikeyi gören bir grup gönüllü bir araya gelerek Sualtı Temizlik Hareketi adı altında bir hareket başlattı. Şimdilik İstanbul’un belli bölgelerinde dalışlar yaparak, denizin dibindeki çöpleri temizliyor, çıkardıklarını sergiliyor, toplumun dikkatini çekmeye çalışıyorlar. Geçen sayımızda yer vermiştik. İlk çalışmalarını Üsküdar sahilinde yaptılar. Çıkanları hep birlikte gördük. Bundan sonraki faaliyet Kadıköy sahilinde. Belediyeler bize de gelin diyerek kapılarını açıyorlar. Duyarlı kişiler sponsor oluyor. İÜ Tıp Fakültesi Sualtı Hekimliği Ana Bilim Dalı Doktor gönderiyor.
İşin başka güzel yanı içlerinden hiç kimsenin adı ön plana çıkmıyor. Yani birileri gibi kolay yoldan reklam için kahraman rolü oynamıyor. El birliği ile yokluklarla mücadele ederek çalışıyorlar.
Bilir misiniz? Japon balıkçılar veli nimetleri olan denizlerine tükürmezler bile. Bu ülkede yaşıyorsak, çevreye sahip çıkmalıyız. Bu çevre bizlerden torunlarınıza miras kalacak.
İstanbul’dan başlayan bu hareketin pek yakından tüm sahillerimize yayılacağını umuyorum.
Herkes fahri çevre gönüllüsü gibi çalışmalı, bu gençlere imkânları ölçüsünde destek vermeli. Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizin geleceğinin denizlere bağlı olacağını unutmamalıyız.
‘BU DÜNYA HEPİMİZİN’
Sırtçantam 3. sayı, Mart 2005