Yüzme Havuzları

Bu işlerden birisi de yüzme havuzlarının sezona hazırlanmasıdır ki bence mutfaktan sonraki en önemli yerdir. Oysa turizm sektörünün yetkilileri tarafından yüzme havuzlarının önemi yeteri kadar anlaşılamamıştır. Yaz aylarında yüzme havuzlarından kaynaklanan ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldıklarında bile işin ciddiyetini anlayabilen yetkili sayısı oldukça azdır.

Gerçekte ise turizm sektörü yeme – içmenin dışında en çok yüzme havuzlarındaki sorunlar nedeniyle sıkıntıya girer. Bu güne kadar bu sorunlar hiçbir şekilde açıkça tartışılmamıştır ve sektör yetkilileri tartışmaya da pek istekli olmamışlardır. Yüzme havuzlarıyla ilgili sorunları bilen ve çözüm üreten eleman sayısı da oldukça azdır. Yüzme havuzları sezon boyunca en çok kullanılan alanlar olmasının yanında sistem olarak da kapalı bir sistemdir. Her ne kadar su takviyesi yapılıp sirkülâsyonu sağlansa da sonuçta asla denize benzemez ve kıyaslama da yapılamaz. Bu özelliğinden dolayı havuzlar oldukça sorunlu yerlerdir ve insan sağlığı açısından da oldukça risk taşırlar. Bu riskler havuzları kullanan insanlardan ve çevre koşullarından meydana gelir. Özellikle hijyen koşullarına uymamak ciddi sorunlar doğurur. İşte tam bu noktada havuz kimyasalları devreye girer ki eğer yetişmiş, işini iyi bilen bir havuz elemanı yoksa sorunlar katlanarak büyür. Çoğunlukla cilt rahatsızlıkları, orta kulak iltihapları, göz kızarmaları ve buna bağlı göz yanmaları, solunum yolları enfeksiyonları ile hijyen koşullarının sağlanamamasına bağlı olarak ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar en çok görülen sağlık sorunlarıdır.

Havuzlarda görülen en önemli sorunların başında insan dışkısına bağlı kirlenme gelir. Bu tür kirlenmeler daha çok çocuk havuzlarında olduğu gibi büyüklerin kullandığı havuzlarda da görülmektedir. Bu kirlenmeler tifo, para tifo, dizanteri, ishal, giardiyaz ve lejyoner hastalığı gibi tehlikeli salgın hastalıklara neden olabilmektedir. Bu nedenle havuz sularını kesinlikle yutmamak gerekir. Büyük tatil köylerinin çoğunda on, on beş adet havuz vardır ve bu havuzların her gün en az bir tanesi dışkı yoluyla kirlenir. Bu öylesine bir kirlenmedir ki 1 gram dışkı binlerce tonluk havuzun bir dakikaya yakın bir zamanda kirlenmesine neden olur. Böyle durumlarda havuz derhal kullanıma kapatılmalı ve yoğun biçimde kimyasallarla dezenfekte edilmelidir. Konuyla ilgili eleman eğer konuya hâkim değilse bu seferde usulüne uygun kimyasal madde kullanamadığından, eksik ya da fazla kullanmasına bağlı olarak aynı şekilde insan sağlığını tehdit eden durumlar ortaya çıkar.

Çocuklar kimyasallara karşı daha hassas olmaları nedeniyle daha ciddi sorunlar yaşarlar. Havuzlarda en çok klora ve asitlere bağlı ciddi sorunlar yaşanır. Özellikle serbest klor ile bağlı klorun olması gereken sınırlar içinde bulunmasına özen gösterilmelidir. Havuzlarda genellikle yoğun klor kokusundan çok şikâyet edilir. Oysa kokan klor değil, klor bileşiği olan kloramindir. Zaten asıl tehlikeli olan da budur. İnsanların akciğer sorunları yaşamasına neden olabilir. Anlaşılacağı gibi havuzlarda sağlıklı bir ortam yaratıp sunabilmek hayli karmaşık bir konudur. Tek çaresi, havuzlara bakan elemanların eğitimli ve sertifikalı olmasıdır.

Bu güne kadar yüzme havuzlarında kullanılmak üzere 260 adet kimyasal maddeye Sağlık Bakanlığı ruhsat vermiştir. Sadece bu nedenle bile yüzme havuzları ciddi biçimde takip edilmelidirler. Ne yazık ki yüz milyonlarca dolara yapılabilen bu birinci sınıf tesislerin sahipleri ya da yöneticileri havuzlarında ve benzeri yerlerde birinci sınıf, kaliteli elemanlar çalıştırmadıkları veya bulamadıkları için her sezon gereksiz yere misafirleriyle ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Yaz sezonu yaklaşırken artık küçük pansiyonlarda bile bulunan havuzlarda yüzmek ve serinlemek isteyen insanların daha dikkatli davranmalarında fayda vardır.

Umuyorum ki turizm sektörü gerekli önlemleri alır sorunsuz ve mutlu bir sezon geçirir. Bu vesileyle tüm okuyucularımıza sorunsuz ve mutlu tatiller dilerim.

Sırtçantam Dergisi 36. sayı