Yüksekten Mi Korkuyoruz, Düşmekten Mi?

Geçen ay içerisinde işletmesini yapmış olduğum seyahat acentesine gelen telefonu ben açtım. Karşımda Likya Yolu turuna katılmak isteyen bir hanım vardı. Birçok soru sordu, bende büyük bir sakinlikle cevapladım.

Konu parkurların nereden, nasıl geçtiğine, zorluk derecesine geldi. Detaycı bayan, parkurların ne kadar yüksekten geçtiğini öğrenmek istedi. Yüksekten korktuğunu, yükseklik korkusu bulunduğunu belitti.

Bende gayet sakin olarak, hiçbir sorun olmayacağını, her türlü tedbiri almış olduğumuzu belirttim. Ama hanımefendi, ısrarla yüksekten korktuğunu söyledi. Bende kendisine “yüksekten mi korkuyorsunuz, yoksa düşmekten mi?” diye sordum. Kendisi aslında ‘düşmekten’ korktuğunu söyledi. Ben tekrar, ‘düşmekten’ korkuyorsanız sorun yok, ‘düşmek’ korkusunun önlemini aldık dedim. İyi ki ‘yüksekten’ korkmuyorsunuz deyip, iyi günler dileyip telefonu kapattım.

Bir dakika sonra hanımefendi tekrar aradı. Konuşmalarımıza çok şaşırdığını söyledi. Kendisinin aslında ‘düşmek’ten korktuğunu belirtti. Ben tekrar kendisine ‘yükseklik’ korkusunun çaresi yok dedim. Ama hanımefendi ‘düşmek’ konusunun çaresi var. Siz merak etmeyin deyip tura kaydettim.

Gerçekten, ‘yüksekten mi korkuyoruz, yoksa ‘düşmek’ten mi?