Yüce divanlık nükleer anlaşma

Rusya Devlet Başkanı Dimitry Medvedev Türkiye’de… Başbakan Erdoğan ile Mersin Akkuyu’da yapılması planlanan 4800 MW gücünde 4 reaktör için ihalesiz olarak hükümetler arası anlaşma imzalıyor. Cumhurbaşkanı ile kameraların karşısına geçerek, hem Rekabet Kanunu’nu, EPDK yasasını hem de Avrupa Birliği direktiflerini ihlal etmiş olan anlaşmanın imzalanacağını açıklıyorlar.

Anlaşmanın detayları arasında belirlenen ortalama 12,5 sentlik fiyatın Türkiye üretim ortalamasının 4 katı olması dikkat çekici. Ancak bu yüksek maliyete rağmen Türkiye 2020 yılında daha fazla doğalgaz, kömür ve petrol alımı yapıyor olacak.

Hükümet bu adımları son derece anti-demokratik şekilde, Mersinlilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve biliminsanlarının tepkilerine rağmen yapıyor.

5 bakan eskiten 34 yıllık hikâye

1976’da ilk kez Akkuyu için yer lisansı alındığından bu yana 34 yıl geçti. Bu süre zarfında 5 bakan geldi geçti ve milyarlarca dolar harcandı. Şimdi hükümet, Rusya ile masaya oturarak alelacele bu serüvene son vermek istiyor. Ancak bunu yaparken Rus nükleer teknolojisinin sorunlarını görmezden geliyor.

Karşılıklı vizelerin kaldırılması, doğalgaz boru hattı ve bazı ticari ve ekonomik ayrıcalıklar içeren pakete, maalesef nükleer santral inşası planları da dâhil. Oysa Rusya Enerji Bakanlığı verilerine göre, Rus nükleer endüstrisinin 2015 yılına kadar yapmayı planladığı projelerde %60’lık bir kesintiye gidiyor.

Bu küçülmenin başlıca sebebi olan yeterli ağır makinenin-lojistik yeterliliğin bulunmaması, yurtdışında devam eden projelerde de ciddi güvenlik açıkları yaratıyor. Benzer şekilde Bulgaristan’da da yapımına 22 yıldır devam edilen Belene Nükleer Santrali yüksek maliyetler sebebiyle bir türlü tamamlanamıyor.

Rus nükleer endüstrisi çok ciddi bir darboğazın içerisinde, tamamlanmış veya devam eden projeler ise bunun en büyük kanıtı. Küresel nükleer endüstrisinin sınırlı tedarik zinciri ve artan maliyetler de durumu daha da zorlaştırıyor. Bu proje de milyarlarca liranın yatırıldığı atıl projelere eklenecek. Daha da kötüsü bizi ithal kömür ve doğalgaz gibi pahalı ve kirli projelere mahkûm edecek.