Yaşlılar, Spor ve Motosiklet

Sporun faydalı veya zararlı mı olduğu sorularını etrafımdakiler giderek fazla sayıda dillendirmeye başladılar. Bunun sebebi egzersizin faydalı olduğunu yazan ve söyleyenlerin egzersiz yapmamalarıdır. Hem yazar hem söyle ama gel spor yapalım dediğinizde kaçar. Klasik olarak bilinen şu söz aklıma geliyor: “Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma!”

Konumuz yaşlılar ve onların egzersiz yapma olasılıkları üzerine oluyor. Bir kere değişik sağlık sorunları yaşayanlar varsa onları azaltma ve bertaraf etme birinci sıraya konmalıdır. Solunum, kas, nörolojik, dolaşım ve başka sorunlar varsa bunları uzman hekimlere göstermek ve tanısı iyi konulmuş tedaviler sürdürülmelidir. Ardından ortaya çıkan tabloya göre küçük, basit ve kolay egzersizler seçilmelidir.

Evdeki günlük davranışlarını iyi kontrol edebilecek ve yerine getirebilecek düzeyde sağlık sorunu bulunmayan bir yaşlı vatandaşımız bunu büyük bir zenginlik olarak görmelidir. Yataktan kalkması, doğrulması, şöyle bir esneyerek gerinmesi, tuvalete gitmesi, yüzünü yıkaması, dişlerini fırçalaması, traş olması, bayanlar için yüzünü temizleyip saçlarını düzenle taraması, toplaması ve örmesi, kahvaltı masasına yönelmesi, kahvaltıda eğer bugünlerde isek sıkılmış portakal, nar suyu ile güne başlaması. Bakın bunların hepsi bir egzersizdir. Bunları yaparken zere kadar yorgunluk hissetmiyorsalar, bu arada radyo hafiften çalıyor, televizyon kenarda canlı renkleri ile size göz kırpıyorsa zaten sizin spor yapmanıza gerek yoktur.

Kahvaltı sonrası hava çok soğuk değil, yollar da kaygan değil, ortalık çok kalabalık değilse alın bir arkadaşını çıkın yola… Yavaş yavaş yürüyün. Nefes alın, verin akşama neler okuyacağınızı kararlaştırın. Hatta birkaç bulmacayı çözmek için sabahtan çalışma masanızın üstüne koyun. Benim arkeoloji ile uğraşan bir arkadaşımızın annesinin 90 yaşında hala bulmaca çözebildiğini görünce çok şaşırmıştım. Hepiniz böyle olun.

Sakın ağır bir şeyi kaldırmaya çalışmayın. Kendi ağırlığınız kuvvet egzersizleri için yeterlidir. Ama kollarlı yana açıp kapama, yukarıya kaldırıp indirme hareketleri her gün 5’er kez yapın. Yorulursanız bırakın. İyi gidiyorsa her 5 günde bir birer tane olacak şekilde arttırın. Başınızı zorlamayacak şekilde sağa ve sola, öne ve geriye ikişer kez yatırın. Aman fazla sayıda yapmayın. Bunları yaparken de zorlamayın.

Yaşlılık döneminde sıvı alımını ihmal etmeyin. Sıvı derken bunu öncelikli olarak su içme olarak algılayın. Bazı madensel tuzların eksikliğine karşılık meyve yemeyi ihmal etmeyin. Benim önerim özellikle potasyum ihtiyacı için günde bir tane muz yeme alışkanlığı edinin.

Arada sinemaya gidin. Sinema yalnız gençler için değil herkes içindir. Evde televizyon izlemek kolay bir iştir ama her defasında başka bir yere oturun. Her 10 dakikada bir biraz hareket edin, ayağa kalkın ve oturun. Sürekli aynı oturma pozisyonunda olmayın.

Hep gençlere ayırmıştık köşemizi. Artık arada yaşlılara ve sandığımızın aksine çok daha hızlı düşünebilenlere de sesleneceğim. Onların deneyimlerini bir türlü edinemiyoruz. Öğrenemiyoruz. Benim ‘Ombudsmanım’, hocam ve her önemli ve çıkmaz sokaklarla karşılaşınca kendisine danıştığım hocam Dr. Hikmet Kandeydi bırakın yukarıdakilerini yapmaya, elinde fiber optik sırığı Avrupa ve Dünya Veteranlar Atletizm Şampiyonaları’nda yarışmayı sürdürüyor. Yakında onun bu yaşamını sizlere aktaracağım. Unutmadan yazayım: O da bir motosiklet sürücüsüdür. Hem de hâlâ… Bilmem anlatabildim mi?

Fotoğraf: Sedat Çakırca