“Uluslararası Atlantik Orkinoslarını ‘Yok etme’ Komisyonu” İşbaşındaydı!

Uluslararası Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu (ICCAT) 9–15 Kasım’da yapılan toplantısında, bir kez daha orkinos avcılığı ve çiftliği temsilcilerinin çıkarları uğruna hareket ederek, başarısızlığını kanıtladı. ICCAT, bu başarısızlığıyla dünya üzerinde en çok sömürülen balık stoklarından biri olan Atlantik mavi yüzgeçli orkinoslarının stoklarının iyileşmesini önleyecek kararları onaylamış oldu.

Son bilimsel verilere göre, 2023’e kadar stokların yüzde 50 iyileşme şansına sahip olabilmesi için, doğu Atlantik’teki yıllık avlanma kotalarının 8 bin tonu geçmemesi ve bu kotanın uygulanması gerekiyor. Bugüne dek, bu tükenişin durdurulması için defalarca avlanmanın sona erdirilmesi çağrısına karşın, Avrupa Birliği, Akdeniz’deki balıkçı ülkeler ve Japonya, şu anki 19,950 ton olan kotanın, yalnızca 13,500 tona inmesi için baskı yaptı.
 

Greenpeace Uluslararası Denizler KampanyasıSorumlusu François Provost’a göre ICCAT bir kez daha mavi yüzgeçli orkinoslara iyileşme şansı verme konusunda başarısız oldu. Bu nedenle Atlantik mavi yüzgeçli orkinoslarının uluslararası ticaretini yasaklamak bu balık türünün soyunun tamamen tükenmesini önleyecek son şans olacak.

Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı ise Akdeniz’in en değerli türlerini yok etmek için adeta çaba gösteren ICCAT’in bu başarısızlığına, Türkiye’nin de bilimsel tavsiyeler doğrultusunda davranmayarak ortak olduğunu söylüyor. Dökmecibaşı’na göre yıllardır kapasitesini büyüterek ve yasadışı avlanmaya göz yumarak, yalnız ekolojisini değil, kendi balıkçısının da geleceğini yıkıma sürükleyenTürkiye’nin artık CITES’te (Tehlike Altındaki Türlerin Uluslararası Ticareti Konvansiyonu) ticaretin yasaklanması için çaba göstererek elindeki son şansı değerlendirmesi gerekiyor.

ICCAT’in bilim adamları üretken mavi yüzgeçli orkinos popülâsyonunun, bu avcılığın ilk başladığı zamandan bu yana yüzde 15 azaldığını rapor etti. Bu da mavi yüzgeçli orkinosların tür olarak CITES Appendix I listesine alınması için yeterli kriterleri taşıdığı yani uluslararası ticaretinin yasaklanmasının gerektiği anlamına geliyor.
 

Tartışmaların başından sonuna kadar ICCAT üyelerinin, onları bekleyen uluslararası ticaret yasağı kararını önlemek için, yeni kota sınırları koyma konusunda çaresizlikleri açıkça belli oluyordu. Söz konusu tehdit, geçtiğimiz ay Monako’nun bu yönde harekete geçerek CITES’de bu konuya dair teklifi sunmasıyla ciddiyet kazanmıştı.

ICCAT üyeleri, tükenmekte olan köpekbalıkları,denizkaplumbağaları vedenizkuşlarını korumak adına ciddi önlemler almayı da başaramadı. Üstelik BM Genel Meclisi kurallarına da aykırı olarak, ICCAT üyeleri tamamen yasadışı olan akıntı ağlarının kullanımı için Fas’a 2012’ye dek kullanım izni verdi. Bu ağ tipi ‘ölüm duvarları’ olarak tanımlanmaktadır ve Avrupa Birliği pazarında satılmak üzere kılıç balığı avlamakta kullanılan Fas’a ait yasadışı akıntı ağlarının, her yıl Batı Akdeniz’de yaklaşık 4.000 yunus ve 25.000 köpekbalığının ölmesine yol açtığı da biliniyor. Bu rakamlar Recife’deki ICCAT toplantısında Avrupa Birliği Komisyonu ve ABD tarafından da ısrarla desteklendi.

ICCAT’in ve diğer balıkçılık yönetimi organizasyonlarınındenizkaynaklarının korunmasındaki sorumluluklarını yerine getirmekteki başarısızlıkları artık göz ardı edilemez. Bu durum, zamanımızda var olan parçalanmış yönetim modelinin derhal değişerek, tedbirli ekosistem yaklaşımına sahip ve özellikle de açıkdenizalanlarında geniş ölçekli ve etkili deniz rezervleri ağının oluşmasını sağlayacak yeni entegre bir yönetim modeline geçilmesi gereklidir.