Uludağ Milli Parkı

Yerkürenin derinliklerinden gelen magmanın kırıkları ve çatlaklar boyunca yeryüzüne doğru yükselmesi ve katılaşması sonunda meydana gelen Uludağ’ın jeolojik yapısını genellikle iç püskürük granit kayaçları oluşturmaktadır. 2543 metre yükseklikteki Uludağ Tepe altında kalan bölgede, son buzul devrinden kalma ve buzul aşındırması sonucu oluşmuş bir kısmı yazın kuruyan buzul gölleri bulunur.

uludag su

Uludağ İç püskürük bir volkandır

Buzul göllerinin en önemlileri Uludağ Tepe’nin kuzeyindeki Karagöl, Kilimligöl, Aynalıgöl, Buzlugöl ve yazın kuruyan Heybeligöl’dür. Dağın kuzeybatı bölgesinde ise yaz aylarında kuruyan Çayırlıdere ve Koğukdere gölleri bulunmaktadır. Bursa şehir merkezinin güneyinde yer alan Uludağ, 11338 ha’lık bir alanda 20 Eylül 1961 tarihinde milli park olarak ilan edilmiştir. Milli park alanı 1996 yılında 12.762 ha’a çıkarılmıştır. Uludağ, Anadolu’da Olympos adıyla anılan 6 dağdan biridir. 2543 metre yükseklikte olan Uludağ, Marmara Bölgesi’nin en yüksek noktasıdır.

mantar

Keşiş Dağı’ndan Uludağ’a
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Keşiş Dağı olarak anılan dağ, 1925 yılında Uludağ adını almıştır. 12762 ha’lık alana sahip olan milli parkın % 71’i orman, % 28’i çayırlık ve kayalık anlalar, % 0,4’ü açık alanlar, % 0,1’i su ile kaplı alanlar, % 0,8’i ise yerleşim alanlarıdır. Uludağ Milli Parkı’na (Karabelen Giriş Kapısı’na ) Bursa’dan 22 kilometrelik karayolu ile ulaşılabilmektedir. Giriş kapı¬sından 3 km’lik karayolu ile Kirazlıyayla’ya, 10 km’lik karayolu ile Sarıalana, 11 km’lik karayolu ile Oteller Bölgesi’ne, Oteller Bölgesi’nden de 2 km’lik karayolu ile Çobankaya’ya ulaşılabilmektedir.

cicek

Uludağ 1320 bitki türüne ev sahibi
Uludağ, ormanlık alanlar, makilik, turbalıklar, subalpin fundalıklar, Alpin sarp kayalıklar ve açık alanlar gibi çok zengin bir habitat çeşitliliğine sahiptir. Bitkisel çeşitlilik merkezi olan Uludağ’da 1320 bitki türü bulunmakta olup, bunlardan 33’ü Uludağ, 138’i Türkiye endemiği olmak üzere toplam 171 endemik türe ev sahipliği yapmaktadır. Küresel ölçekte nesli tehlike altında olan 3 Avrupa ölçeğinde ise 54 türün yaşam alanını oluşturmakta olup nadir tür sayısı 16’dır. Endemik türlerin çoğu Uludağ Milli Parkı sınırları içerisinde, özellikle Bakacak, Volfram madeni çevresinde, Şahinkaya, Kuşaklıkaya, Fatihtepe ve Göller Bölgesi’nde yoğun olarak görülmektedir. Uludağ, yeni türlerin oluşumu açısından da büyük bir potansiyele sahiptir. Yeni türler olarak saptanıp isimlendirilerek bilim dünyasına ve dünya florasına kazandırılan tür sayısı şimdilik 6 olup, bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Uludağ, Alman Botanikçi Mayr’e göre bitki zonlarının görülebileceği nadir yerlerden biridir. Uludağ’ın bitki örtüsü tipleri arasında (350 metreye kadar) tipik Akdeniz maki ve frigana bitki örtüsü yer alır. Orman kuşağı, karışık kestane (Castanea sativa) ormanı (350-700 metre), sık doğu kayını (Fagus orientalis) ormanları (700-1500 metre), lokal olarak sapsız meşe (Quercus petraea) ve nemli Uludağ göknarı (Abies nordmanniana ssp. Bornmuelleriana) topluluklarından (1500-2100 metre) oluşur. Türkiye’nin endemik ve önemli ağaç türlerinden biri olan Uludağ Göknarı, alanda çok sağlıklı topluluklar oluşturur. Orman kuşağı 2 bin metrenin üstünde subalpin fundalıklara geçiş yapar. Subalpin kuşağı (1800-2200 metre), bodur çalıları ve açık mera toplulukları ağırlıkta olmak üzere, yüksek arazi fundalık bitki örtüsü tiplerinin bir mozaiğini içerir. Subalpin ve Alpin kuşaklardaki daha kurak yamaçlarda endemik türler bulunmaktadır.

ayi

Bern Sözleşmesi’ne göre tehlike altındaki habitatlar
Akdeniz dağlık sık meraları, Batı Karadeniz doğu kayını ormanları, Batı Karadeniz göknar-doğu kayını ormanları, Batı Karadeniz’in alt kesimlerinde yetişen doğu ormanları, Batı Karadeniz’in alt kesimlerinde yetişen subalpin ormanlarıdır. Uludağ, ev sahipliği yaptığı pek çok bitki türünün gösterdiği ilginç yayılış deseni nedeniyle bitki coğrafyası açısından da çok önemlidir. Nadir türler arasında; Küresel Ölçekte Tehlike Altındaki Türler (3 Takson), Avrupa Ölçeğinde Tehlike Altındaki Türler (54 Takson), Ulusal Ölçekte Nadir Diğer Türler (39 Takson) bulunmaktadır. Uludağ Milli Parkı’nda endemik bir tür olan Apollo Kelebeği, ayrıca dünyada sayıları çok azalmış olan Sakallı Akbaba bulunmaktadır. Bunların dışında; Tilki, Çakal, Yaban Kedisi, Porsuk, Sincap, Sansar, Tavşan, Karaca, Yaban Domuzu, Kirpi, Oklu Kirpi, Dağ Faresi, Kaplumbağa, Kurbağa, Alabalık, Kurt ve Ayı bulunmaktadır. Sürüngenlerden; Yılan, Kertenkele, Bukalemun bulunmaktadır. Kuşlardan ise; Akbaba, Kaya Kartalı, Doğan, Şahin, Atmaca, Kerkenez, Karga, Ağaçkakan, Saksağan, Baykuş, Dağ Güvercini, Tahtalı, Çulluk, Üveyik, Karatavuk, Saka, Çalıkuşu, Keklik, Bülbül ve Serçe türleri bulunmaktadır. 46 tür kelebek ve 11 tür Bombus Arısı tespit edilmiştir. Uludağ Milli Parkı; Sakallı Akbaba ve Kaya Kartalı’nın üreme popülâsyonlarını barındırması nedeniyle Önemli Kuş Alanı (ÖKA) olarak belirlenmiştir. Kızıl Akbaba, Çakırkuşu, Küçük Kartal, Bıyıklı Doğan ve Gökdoğan’ın Uludağ’da ürediği sanılmaktadır. Uludağ aynı zamanda Türkiye’de Paçalı Baykuş’un yaşadığı bilinen birkaç yerden biridir.

kocayayla

Alandaki rekreasyonel kullanımlar
Uludağ Milli Parkı’nın yıllık ziyaretçi sayısı yaklaşık 800 bin kişi olup ziyaretçilerin yaklaşık 600 bini karayoluyla, 200 bini teleferikle milli parka ulaşmaktadır. Bu ziyaretçilerin % 50’si yaz sezonunda, % 35’i kış sezonunda % 15’i de bahar aylarında milli parkı ziyaret etmektedirler. Uludağ’ da ortalama 4 ay süre ile kış sporları yapılabilmektedir. Kayak için uygun zaman 20 Aralık – 20 Mart tarihleri arasındaki dönemdir. Kayak dışında snowboard, big foot, buz pateni, kar motosikleti aktiviteleri yapılabilmektedir. Uludağ yaz mevsiminde de kampçılık, dağcılık, trekking, piknik rekreasyon eylemlerine açıktır. I. Gelişim (Oteller) Bölgesi’nde özel sektöre ait 18 adet turizm tesisi; kamuya ait 12 adet tesis, II. Gelişim Bölgesi’nde ise; özel sektöre ait 4 adet turizm tesisi hizmet vermektedir. Ayrıca Kirazlıyayla’da kamuya ait 2 tesis bulunmaktadır. Oteller Bölgesi’nde kayak turizmine hizmet veren 22 adet mekanik tesis (teleski-telesiyej) mevcuttur. Milli parkta bulunan turizm ve kamu tesisleri daha çok kış turizmine yönelik hizmet vermektedir. Yaz sezonunda, Sarıalan ve Çobankaya kamp ve günübirlik kullanım alanlarında konaklama yapılabilmektedir. Bu alanda yaz sezonunda hizmet veren 12 adet kır evi mevcut olup, 300 çadırlık kamp alanı bulunmaktadır. Bunun dışında, hediyelik satış dükkânları ve kır gazinoları bulunmaktadır. Çobankaya kamp ve günübirlik kullanım alanında yaz sezonunda hizmet veren satış büfesi ve100 çadırlık kamp alanı bulunmaktadır. Bundan başka Kirazlıyayla ve Karabelen günübirlik kullanım alanlarında günübirlik rekreasyonel faaliyetler yapılabilmektedir.

Metin ve fotoğraflar: İsmail Şahinbaş