Üç Şey mi? Hiçbir Şey mi?

Issız bir adaya düşecek olsam yanımda olmasını isteyeceğim üç şey ya da yanıma alacağım üç cisim diyelim. Aslında burada bir koşullandırma söz konusu, hangisini alsam diğeri eksik olacak hani şairin dediğince ‘ilkini öpsem ikincinin hatırı kalır’ dercesine, mutlaka üç şey almak yerine ben yanıma hiçbir şeyi alırdım.

Hiçbir şeyi alırsam, her şeyi almamış olurdum. Her şeyi almayarak, hiçbir şeyim olmayacak, ıssız ve sessizliğe uygun bir yaşam için gerekli olan beden ve ruh dinginliğimi, yolculuk öncesi, çanta hazırlar gibi özenle, tek tek, gözden geçirir ve olmayan sırt çantama koyardım…

O ana kadar benimle gelmiş olan kolaycılıklarımı, modern yaşam alışkanlıklarımı, endişe, korku, ürkü ve kararsızlık gibi davranış bozukluklarım varsa eğer ki mutlaka vardır bol miktarda, onları çıkarır bir torbaya özensiz ve düzensizce tepe tepe doldurur, büyücek bir çukur kazıp gömerim ki benden sonra birilerinin ayağına takılıp birilerine ilişmesin diye..

Nihayet adaya varıp uçsuz bucaksızlığın, tek başınalığında ki dinginlik ve huzurla, avcı ve toplayıcı atalarımın yanlarına gidercesine hayali bir yolculuğa çıkar, kendimi onlarla özdeşleştirmeye çalışır onları gözlemler ve kendimi öyle hazırlar, yetilerimi kullanabilmeyi geliştirip, bilgeliğe giden yolun ilk adımlarının acemiliği ve bir o kadar da özgüven duygusu içinde, ada da yaşamımı hiçbir şeyi almamışlık ve olmamışlık ile birlikte sürdürmeye başlarım…

Necip Kahraman