Türkiye Kopenhag sınavında sınıfta mı kalacak?

Kopenhag’daki duruşumuzu belirlemek için yazılmış bu belgenin zayıf, iklim değişikliği gerçeğini ciddiye almaktan uzak ve Türkiye’nin mücadele kapasitesini küçümseyen nitelikte olduğunu ifade eden Greenpeace Akdeniz Enerji ve İklim Kampanyası Sorumlusu Hilal Atıcı, “2020 yılına toplam emisyon indirim hedefinin bulunmaması bizi ayrıca hayal kırıklığına uğrattı. Ayrıca enerji alanında belirlenen hedefler de Çin veya Avrupa Birliği hedefleriyle karşılaştırılınca çağın son derece gerisindedir.” dedi.

Türkiye bu belgeye dayanarak Kopenhag’da müzakere ederse bir Güney Afrika kadar bile olamıyor. Güney Afrika, geçen hafta yaptığı açıklamada sera gazı salımlarını 2020 yılında beklenen değerinden yüzde 34, 2025 yılında ise yüzde 45 indirim yapmayı taahhüt etti. Türkiye ise strateji belgesinde 2020 yılı emisyonlarından bir indirim hedeflemiyor. Tek hedef enerji sektörü için konulmuş, bu da yüzde 7 gibi son derece zayıf bir hedef. Türkiye de eğer gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer almak istiyorsa en az yüzde 30 indirim hedefini benimsemelidir.
 

Atıcı şöyle devam etti: “Savunma veya uluslararası ekonomi alanlarına gelince devleşen Türkiye gibi bir G20 ülkesi, bu belgeyle adeta ‘ben cüceyim’ diye ilan ediyor. Hükümet artık 2020 yılında beklenen salımlarını en az %30 azaltma hedefini benimsemeli. Mevcut duruşunu devam ettirirse Türkiye gelecekte çözüme ortak olan bir ülke olarak değil, anlamlı bir Kopenhag anlaşmasına engel olan bir ülke olarak anılacaktır.”

Belgede önerilen politikaların pek çoğu Greenpeace’in uzun zamandır savunduğu politikalar olmasına rağmen, yasal hedefler konulmadığı sürece içi boş laflar olarak kalabilir. Ayrıca nükleer (http://nukleer.greenpeace.org/) ve kömür gibi Kyoto mekanizmalarında hiçbir yeri bulunmayan mekanizmalara destek vermek boşa kürek çekmektir.

Greenpeace, üç ayı aşkın bir süredir iklimicinvanminut.org sitesinden Başbakan Erdoğan’ın Kopenhag’da güçlü bir liderlik göstermesi için kampanya yürütüyor.