Türkiye, 2012 Dünya Çevre Endeksi’nde, 132 Ülke Arasında 109. Oldu

Dünyanın en saygın üniversitelerinden Yale Üniversitesi, 2012 Dünya Çevre Performansı Endeksi’ni (Environmental Performance Index – EPI) yayınladı: 2010’a göre 32. sıra gerileyen Türkiye, biyolojik çeşitliliği ve doğal alanları korumada ise 121. Oldu.

Gelişmiş ülkeler ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeye çalışan ülkemiz, maalesef çevre sağlığı ve doğa korumada dünya ülkeleri arasında en son sıralarda ve birçok en az gelişmiş ülkenin arasında yer alarak, değerlendirilen 132 ülke arasında 109. oldu. Daha da üzücü olan, 2010 yılında 163 ülke arasında 77. olan ülkemizin sadece iki yılda 32. sıraya gerilemesiydi. İki yıl önce daha fazla ülkenin de değerlendirildiği düşünülürse, 2010 yılında çevre performansında 86 ülkeyi, yani ülkelerin % 53’ünü geçen Türkiye, 2012’de 23 ülkeyi, yani değerlendirilen ülkelerin sadece % 17’sini geçebildi ve % 83’unun gerisinde kaldı.

Genel çevre performansının yanı sıra alt kategorileri de ölçen endeksin biyoçeşitlilik ve doğal alanları koruma kategorisinde 121. olan ülkemizin durumu daha da vahim. 2010’da doğa ve biyoçeşitliliği korumada 163 ülke arasında 140. olan Türkiye, 23 ülkeyi ve ülkelerin % 14’ünü geçmişti. Bu sene ise bu kategoride sadece 11 ülkeyi ve ülkelerin % 8’ini geçtik. Yani biyoçeşitlilik ve doğal alanları koruma kategorisinde dünyadaki ülkelerin % 92’sinin gerisinde olan ülkemiz, Eritre, Haiti, Moldovya, Libya ve Irak gibi en kötü % 8 ülkenin arasında yer alıyor:

2012 yılında en iyi çevre performansını ormanlar (42.) kategorisinde gösteren Türkiye, hava kirliliği (71.) ve su kirliliği (56.) gibi çevresel sağlık (67.) kategorilerinde değerlendirilen 132 ülkenin ortalarında yer aldı. En kötü performansı ise ekosistemlerin canlılığı (118.), biyoçeşitlilik ve doğal alanları koruma (121.) ve su kaynakları yönetiminin ekolojik etkileri (114.) kategorilerinde gösterdi.

Çevresel açıdan zayıf performans gösteren ülkeler arasında yer alan Türkiye (weak performers), biyoçeşitlilik ve yaşam alanlarını (habitat) koruma kategorisinde ise en zayıf ülkeler (weakest performers) arasında yer alıyor. Çevre performansında Angola, Ermenistan, Etiyopya, Gana, Kırgızistan, Kongo, Mozambik, Moldovya, Sırbistan ve Sudan gibi ülkelerin gerisinde kalan Türkiye’nin tek geçtiği Avrupa ülkesi ise Bosna Hersek.

Avrupa ülkelerinin genellikle üst sıralarda olduğu Çevre Performansı Endeksi’nde İsviçre, Letonya, Norveç, Lüksemburg, Kosta Rika, Fransa, Avusturya, İtalya, İngiltere ve İsveç ilk 10 sırada bulunuyor. En sonda ise, Libya, Bosna Hersek, Hindistan, Kuveyt, Yemen, Güney Afrika, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Irak yer alıyor.

2011 yılında yayınladığı bilimsel makalelerle Türkiye’nin eşsiz doğal zenginliğinin içinde bulunduğu krize dikkat çeken Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kars KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, Türkiye’nin hızla gerileyen çevre performansının dünyada en son sıralarda yer alması ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Aralık ayında ‘Biological Conservation ve Science’ bilimsel dergilerinde çıkan iki bilimsel makalemizde, Türkiye’nin eşsiz doğal mirasını özetledik ve bu zengin doğamızın hızla yok edildiğini ve yeterince korunmadığını vurguladık. Maalesef durum giderek kötüye gidiyor ve Türkiye’nin doğa koruma açısından sergilediği kötü performans giderek dünyanın da dikkatini çekiyor.

2012 Yale Dünya Çevre Endeksi’nde Türkiye düzinelerce sıra gerileyerek, özellikle biyoçeşitlilik ve doğal alanlar kategorisinde dünya ülkelerinin % 92’sinin gerisinde kaldı. Bu utanç verici bir durum. Türkiye gibi dünyada liderliğe oynayan ve ilk 10 ekonominin arasına girmeyi hedefleyen ülkemize hiç yakışmıyor. Bu endeks bir kez daha gösteriyor ki, gelişmişlik parayla, inşaatla, binayla, barajlarla olmuyor. Çevre endeksinin en üst sıralarındaki ülkelere bakarsak, bunlar refah, eğitim, hayat standardı ve mutluluk düzeyi de en yüksek ülkeler. İsviçre, Norveç, Lüksemburg, Avusturya, İngiltere ve İsveç gibi hepimizin yaşamaya can attığı ülkeler. Yani kaliteli bir yaşam ile sağlıklı bir çevre elele gidiyor. Öte yandan bizi geçmiş ya da bize yakın ülkelerin arasında ise Angola, Kongo, Mozambik, Moldovya, Sudan, Suriye, Haiti ve Nijerya gibi iç savaş ya da diğer ciddi sorunlar geçirmiş, yoksul ve perişan ülkeler yer alıyor. Dünyada çoğunluğu 3 biyoçeşitlilik sıcak noktasıyla kaplı olan tek ülke olan güzel ve doğa zengini ülkemiz, çevre performansında sonlardaki konumunu hak etmiyor. Bize KuzeyDoğa Derneği olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile beraber, Türkiye’nin İlk Yaban Hayatı Koridoru gibi doğa koruma projeleriyle, ülkemizin zengin doğasını korumaya uğraşıyoruz. Ama Türkiye’nin doğasını koruma her vatandaşın ve özellikle de yöneticilerimizin görevi ve bir numaralı önceliği olmalıdır. Dileğimiz, liderlerimizin de Türkiye’nin hızla gerileyen çevre performansını kabullenmemeleri ve Türkiye’nin zengin doğasını korumada ve çevre sağlığı medeni ülkelerin seviyesine getirmede gereken ciddi adımları atmalarıdır.”