TEPCO Fukuşima’daki Felakete Hazırlıksızmış!

Japonya’daki nükleer felaketin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen, nükleer felaket durdurulabilmiş değil. Bulgular açıkça gösteriyor ki, Japonya’da veya dünyanın başka ülkelerinde nükleer endüstriye asla güvenemeyiz!

TEPCO’nun bu haftaki kamuoyu bilgilendirmesi ile ilgili medya raporları diyor ki, ‘Belgeler 11 Mart’ta yaşanan deprem ve tsunaminin ardından gerçekleşen çekirdek erimesinin temel sebebinin daha önceden alınmayan güvenlik önlemleri olduğunu işaret ediyor.’

Bu bize korkunç bir şekilde tanıdık geliyor. Temmuz 2007’deki Chuetsu açık deniz depremi TEPCO’nun batı Japonya’daki Kashiwazaki – Kariwa Nükleer Santrali’nin kapatılmasına sebep olmuştu. Sarsıntı nükleer atık konteynırlarını ters çevirmiş, atmosfere radyoaktivite salınmasına neden olmuştu. Radyoaktif su reaktör binalarının içerisine sızarken, bir kısmı da Japon Denizi’ne ulaşmıştı.

Japan Daily Yomiuri Gazetesi’ne göre “TEPCO Kashiwazaki – Kariwa Santrali’ndeki hatalarını dikkatle analiz etmedi ve santralin depreme dayanıklılık ölçümleri yeterli değildi.” Kaza, firmanın 2002’de güvenlik raporlarında kasıtlı hata yapan ve reaktörlerinde en çok kaza gerçekleşen firması olarak kabul edilmesinin ardında gerçekleşti. Skandal 1980 ve 1990’lara dayanmakta ve gösteriyor ki TEPCO’nun hatası nükleer reaktörlerindeki hayati güvenlik incelemelerini yürütmemektir. Yani görüyoruz ki, TEPCO’nun acil durumlara tamamen hazırlıksız olma ve güvenlik kaygılarını göz ardı etme gibi uzun bir tarihi var. Sadece bu değil, Japon Nükleer bekçileri, TEPCO’nun sözünü tutarak önemli ve hayati güvenlik standartlarını yerine getirdiğinin garantisini vererek tekrar ve tekrar başarısız oldular. Ve şimdi medya, hükümet şirketlerinin nükleer endüstri yatırımlarına teşvik için kamuoyu görüşlerini kendi çıkarları doğrultusunda manipüle ettiğine dair kanıtlar göstermektedir.

Daha kötüsü, Japon Hükümeti’nin 2008’de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na dediği gibi, “güvenlik geliştirmelerinin periyodik olarak gerçekleştirilmesi için hiçbir kanuni gereklilik yok.” Bu yılın Ekim ayında, bir rapor TEPCO’nun 2008’den beri Fukushima Daiichi Santrali’nin bir tsunamiye dayanıksız olduğunun bilindiğini gösterdi ama bulguların saklandığı ve santralin savunma veya acil durum planlarını geliştirmek için hiçbir şey yapılmadığı ortaya çıktı. Kanunen mecbur değillerdi…

Fukushima’daki ölümcül güvenlik ihlalleri TEPCO’nun maliyetlerden yaptığı kısıntılar ve bu yüz kızartan hataların hükümet tarafından etkili bir şekilde usulüne uydurulmasının direkt sonucudur. Bu dünya çapında güvenlik önlemlerinin çok sıkı bir şekilde takip edildiğinin garantisini vermeye çalışan nükleer endüstri ve hükümetlerin sistematik hatalar zincirinin bir sembolüdür. Japonya’da gördüğümüz nükleer felaketin yıkımının ölçütü, diğer insanların yaşamları için liderlik, sorumluluk ve saygının utanç verici ihmalidir.

Şimdi duyduğumuz Fukuşima reaktöründe yayılan radyasyon seviyesinin hükümet tarafından bildirilenin iki katı olduğu. Japonya Başbakanı Noda, Japonya’nın nükleer denemelerinde baştan aşağı başarısız olduğunu ilan etmeli ve acilen eski reaktörleri yeniden başlatmak veya bir kısım inşaatı tamamlanmış olanların tamamlanması planlarında vazgeçilmelidir.

TEPCO ve hükümetin aralarındaki ilişkilerin keyfini çıkarırken güvenlik önlemlerini göz ardı ettiğinin asla unutmamalıyız. Fukuşima Santrali’ndeki bu hatalar zinciri, binlerce insanın hayatını kaçınılmaz bir biçimde etkiledi. Japonlar bu acı olayın korkunç sonuçları ile daha çok uzun bir süre daha yaşayacaklar.