Tasvirin Aciz Kaldığı Muhteşem Manzara: Meydancık…

meydancik-5

Uzun zamandır Türkiye’de sonbahar renklerine bürünmüş köy fotoğrafları çekmek istiyordum. En sonunda muradıma erdim ve Türkiye’nin Gürcistan sınırındaki serhat iline Artvin’e ulaştım. Renklerini görüntüleyeceğimiz köyler ormanın içinde olmalı; el değmemiş tabiatın bağrındaki ahşap evler sonbaharla birlikte mahalli hayattan kesitler sunmalıydı. Aradığımıza uygun yerlerin başında Şavşat ve köylerinin geldiğini tespit etmek pek de zor olmadı. Ben de kameramı, çantamı, ayakkabımı hazırlayıp Türkiye’nin en kuzeydoğu ucundaki bu bölgeye gitmek için yollara düştüm.

Yusufeli’ni geçip Artvin’e yaklaştıkça, tabiat bütün cömertliğiyle güzelliklerini size sunuyor. Doğu’dan Kuzey’e yaklaştıkça sanki başka bir gezegene ayak basıyorsunuz. Hele hele dar ve sarp vadiler boyunca kıvrılarak akan Çoruh Nehri’ni görünce duygular da zirve yapıyor.

meydancik

Şavşat ve köylerini Yeşil Vadi Pansiyon sahibi Atanur Keskin ile birlikte gezip fotoğrafladık ve yazılarımızla belgeledik. Şavşat’taki gezimizin birinci bölümü tamamlandıktan sonra üç saatlik yoldan gelen Macahelli değerli dostum Necdet Sarı, beni Şavşat’tan almaya gelmişti. Ancak Macahel’e gitmeden önce Şavşat’ın İmerhev (Meydancık) yoluna saptık. İyi ki öyle yapmışız. Birazdan göreceğimiz manzaralar uzun süre hafızalardan silinmeyecek kadar çarpıcıydı.

Ne kadar çok yer gezmiş ve ne kadar çok tabiat tasviri, güzel yerlerin tarifini yapmış olsanız da, kaleminizden ne kadar bal damlasa da, bu fotoğrafların üzerine ne yazabilirsiniz ki!

‘Meydancık dünya üzerinde şimdiye kadar gördüğüm en güzel yer’ diye başlayan klasik cümlelerle yetinsem ayıp mı etmiş olurum. Gözlerin gördüğü her kare kalemleri çaresiz bırakıyor, görkemli ve ihtişamlı görüntüler karşısında insanın dili tutuluyor.

Erdal Yılmaz’a ait ev pansiyonunu ziyaret edip bir süre dinlendikten sonra Mısırlı Köyü’nü adım adım gezdik. Kelebek Vadisi ve şelale mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri…

El değmemiş doğa burada bir başka güzel…

Şavşat ve çevresi, derin vadiler, yüksek dağlar, balta girmemiş doğal ormanlar, buzul gölleri, yaylalar, fauna ve flora zenginliği, kaleler, kemer köprüler, geleneksel ahşap mimarisi ve yerel festivalleriyle çeşitli turizm değerlerini içinde barındıran özelliklere sahip. Tüm bu özellikleriyle yöre, ülkemizin en ucunda sessiz sedasız bir şekilde doğa ve kültür turizmcileri tarafından keşfedilmeyi bekliyor.

Maden Köyü

Meydancık’ı geride bırakıp yönümüzü Maden Köyü’ne (Bazgiret) çevirdik. Yörede yetişen patates yer altında saklanıyor. Köylüler bize yerin altından çıkardıkları bir torba patatesi hediye etti. Allah razı olsun, dua edip Cancır Yaylası’na hareket ettik.

Türkiye’nin en yüksekte (2.500 metre) kurulmuş Maden Köyü’nü geçip Cancır Yaylası’nı aşıp, Alabalık Köyü’nden inerek Şavşat – Artvin Karayolu’na iniverdik. Geride fevkalade manzaralar, unutulmaz maceralar yaşayarak.

Yazı ve fotoğraflar: Alişan Hayırlı