Süt Üreticileri Dünya Süt Gününü Buruk Kutluyor

Sağlıklı bir toplumun oluşturulmasında en önemli unsurlardan biri de o toplumu oluşturan bireylerin yeterli, dengeli ve güvenli gıda tüketerek beden ve ruh sağlıklarının korumalarını sağlamaktır. Türkiye bugün itibariyle, tarım potansiyelinin avantajlı konumuna rağmen, gıda güvencesini ve gıda güvenliğini sağlamada zorluklar yaşamaktadır.

Sağlıklı bir insanın günlük tüketmesi gereken protein, karbonhidrat, mineral madde ve vitamin ihtiyacının ülkemizde tam olarak karşılandığını belirtmek zordur. Bu anlamda süt; kolay bulunması, protein, mineral madde ve vitamin içeriğiyle önemli bir besin maddesi olma özelliği göstermektedir.

İnsan yaşamı için bu denli öneme sahip olan süt, gıda sanayi için de çok önemli bir yere sahiptir. Birçok gıda maddesinin ham maddesi olarak, her geçen gün daha fazla gıda maddesinin de bileşeni olmaktadır.

2015 yılı süt üretimimiz 18.654.682 tondur. Toplam süt üretiminin yüzde 90,8’i inek sütü, yüzde 6,3’ü koyun sütü, yüzde 2,6’sını keçi sütü ve binde 3’ü ise manda sütünden oluşmaktadır. Ülkemiz kişi başına yıllık 24 litre süt tüketimiyle AB ülkeleri ve ABD’nin çok gerisindedir.

Ülkemizdeki süt üretimin sağlık yönünü ilgilendiren hususu dışında, ticarete konu olan üretim-tüketim ve güvenilir olma boyutunu incelendiğinde ciddi sorunların bulunduğu görülmektedir.

Sütte üretim maliyetleri artmış olmasına rağmen 20 aydan daha fazla süredir, üretici sütünü süt konseyinin belirlediği litre fiyatı olan 1 lira 15 kuruştan satamamaktadır. Bu fiyattan satsa dahi 1 litre süt satarak 1 kg yem alamamaktadır. Tüketici ise sütteki bu düşük fiyattan faydalanamamakta, marketlerden 1 litre sütü 3,5-4 liraya alabilmektedir. Sütün üretimi kadar, insan tüketimine güvenilir bir şekilde sunulması da büyük önem taşımaktadır Yapılan bilimsel çalışmalar, uygun şartlarda üretilmediği ve dışarıdan gelebilecek olumsuz etkilerin engellenemediği bir durumda sütün sağlığı olumsuz etkileyebileceğini ortaya koymaktadır. Hijyen esaslarına uygun olmayan üretim ve satışın yanı sıra artan sanayi atıkları, hayvanların hastalıklardan korunması için kullanılan ilaçlar, pestisit kalıntıları, GDO’lu yemler, hormonlar, mikotoksinler ve dioksinler sütte kalıntı oluşturarak insan sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Başta FAO, WHO, BM Sağlık ve Çevre örgütleri olmak üzere, birçok ülkeden bağımsız bilim çevreleri bu konuya dikkat çekerek önlem almaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak; insan beslenmesinde büyük öneme sahip güvenilir süt tüketiminin artırılması, üreticinin de mağdur olmaması için bazı tedbirler alınmalıdır. TMMOB’ne bağlı Ziraat Mühendisleri Odası olarak ülkemizde sağlıklı, yeterli ve sürdürülebilir bir süt üretimi için aşağıdaki tedbirlerin alınması gerektiğini tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz.

– Tarım politikaları uzun vadeli bir stratejiye uygun yürütülmelidir.

– Sektörle ilgili üretici örgütleri ve kooperatifler desteklenmelidir.

– Hayvancılık kayıt sistemi TÜRKVET ve Koyun Keçi Bilgi Sistemi verileri, destekleme uygulamaları ve hayvan hareketlerinin takibi için güncel ve kullanılabilir olmalıdır.

– Et ve Süt Kurumu (ESK) piyasa düzenleyici görevini yerine getirecek yönetim anlayışı ve enstrümanlara kavuşturulmalıdır.

– Okul sütü projesinin genişletilerek orta öğreniminde de uygulanmasının sağlanması ve bu kapsamda dağıtılan sütlerin, direk üretici kooperatifleri vasıtasıyla teminine gidilmelidir.

– Et ve Süt Konseyinin öncelikli olarak üretici ve tüketicinin korunduğu bir yapıya dönüştürülmesi.

– Güvenilir süt üretimi sağlanarak, insan sağlığını olumsuz etkileyecek sorunlar ortadan kaldırılmalıdır.

– Sütün daha fazla alanda kullanımını sağlayacak ARGE çalışmalarına önem verilerek, yeni pazarlara ulaşılması sağlanmalıdır.

– Başta süt olmak üzere tüm gıda maddelerinin risk esasına dayalı, güvenilir, şeffaf ve bilimsel esaslara dayalı denetimleri yapılmalıdır.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası