Sokağımızın Sessiz Sahipleri

kopek sirtcantam

En sevdiğim hayvanı sorarsanız, “sokak hayvanları” derim. Çünkü yalnız ama bir o kadar da özgür bu küçük sevgi dolu canlılar bizim vahşi dünyamızda yaşamaya çalışıyorlar ve tek istedikleri farkedilmek… Onları farkedin, görün, sevin, yemek ve su verin… “Aman takılırlar şimdi buraya, gitmezler” gibi saçma düşünmeyin… Başkası baksın, belediye baksın, hem hepsine nasıl yetişeceğiz diye de bahaneler uydurmayın… Bu bahaneler sadece ne kadar insan olup olmadığınızı gösterir…

Bu yaptığım başlangıçtan sonra, bir sabah işe giderken gördüğüm ve beni çok etkileyen bir görüntüyü paylaşacağım.

Beşiktaş’ta, bir grup sokakta yaşayan çocuk, genç veya hernederseniz, çünkü onlar hangi yaşta olduklarının bile farkında değiller. Sabah bir şekilde bir yerden ekmek bulmuşlar, paylaşmış yiyorlar. Yedikleri sanki ekmek değil de dünyanın en lezzetli kahvaltısı gibi. Yanlarına bir sokak köpeği geliyor. Bir şey yapmıyor, sadece onlara bakıyor. Perişan, aç ama yine de kuyruğunu heyecanlı heyecanlı sallıyor, mutlu yani. Çocuklardan bir tanesi onu görüyor (ne garip değil mi? hâlbuki onları görünmez sanıyorduk). Köpeğin gözlerine bakıyor. Köpek de sallanan tüylü kuyruğu ile gelip onun yanına oturuyor. Belli ki karnı aç, ‘belki bu insan bana bişeyler verir’ düşüncesiyle ki tahminim öyle düşünmüştür çünkü onlar fazla detaya girmez, öylece çocuğa bakar.

Ve işte geliyor. Yüzü gözü kirden görünmeyen, üstü başı yırtık pırtık, bir yarım ekmeği zor bulmuş bu çocuk elindeki ekmeğin yarısını koparıp köpeğe uzatır. Köpek ekmeği alır, ona teşekkür eder (bunu sadece köpek dilini anlayanlar bilir) ve birlikte oturup ekmeklerini. Pardon dünyanın en lezzetli kahvaltısı yerler…

Farket, sev, paylaş ki mutluluk bir kelebek etkisi gibi yol alsın…

Şükran Kosoğlu