Penceremin Önündeki Kumru Yuvası

10 yıldır aynı evde oturuyorum. Bu 10 yıl boyunca aynı tarihte, aynı penceremde, beklide aynı kumru çifti ile bu mutlu anları yaşıyorum. Her yıl penceremin önüne bir çift kumru yuva yapıyor. Her yıl aynı zamanda, aynı yerde, aynı şekilde. Ve ben her yıl o yuvayı görünce çocukluk günlerim o mutlu günlerine yolculuk yapıyorum.

Kumrular gelmeye başladı mı hemen o yöndeki perdeyi benden rahatsız olmasınlar diye örtüyorum. Yine bu tarihlerde özellikle gürültü çıkarmamaya dikkat ediyorum. Bazen bir parça yemek koyayım diyorum ama sonradan doğal sürece müdahale etmeyeyim diye geri çekiyorum kendimi.

Bir keresinde kumrular yokken bir karga yuvaya saldırıda bulunmuştu. Bunu gören kumru, yumurtayı vermemek için direnmeye başlamıştı. Bende pencereyi açıp kargayı kovmuştum. Ve karganın gelmemesi için uzun süreler nöbet tutmuştum. Benim gibi sürekli gezen birine göre değil bu durum ama özellikle o kargalara dikkat etmiştim.

Aslında kargalar benim en çok sevdiğim kuşlardandır. Kargaları çok sempatik buluyorum açıkçası. Ama kargalarla son yaşadığımızı olay, benim için torunlarımı kurtarma mücadelesiydi. Sonradan düşünmeden kendimi alamadım. Hep doğadan yanayım diyorum. Hep bu yönde tavır alıyorum ama nedense bu kavgada ben taraf tutmuştum. Neden yaptım bunu bilmiyorum.

Oysa tüm canlıların dünyasında var bu. Beslenme zincirinin en temel hareketiydi bu olanlar. Tüm canlılar birbiri ile beslenmiyor mu? Bataklık, sinek, kurbağa, yılan, fare, kedi ilişkisinde olduğu gibi, beslenme zincirinin halkaları değil mi bunlar?

Bilmiyorum ben tavrımı kumrudan yana kullandım. O yavrular yaşadılar ve uçtular yuvadan. Sonradan düşündüm kendi kendime. Bir kumru yumurtası için ben yanarken, bazı insanlar, nükleer santraller, anlamsız barajlar, ne olduğu belirsiz maden şirketleri, spor adı altında yapılan avcılık, turizm adı altında yapılan kıyı yağmasından hiç mi utanmıyorlar? Daha fazlasını yazmama gerek var mı? Alliona’nın, Hasankeyf’in, Fırtına’nın, Munzur’un, İkizdere’nin, Çoruh’un başına geleni herkes biliyor. Bu eşsiz yerlerin yok olmasına hangi vicdan razı olur. Bu doğal güzelliklerin yok olmasına imza atan insanlarda hiç mi vicdan yoktur?