Özgür Nehirler İçin Büyük Atlama

Her yıl tüm Avrupa’da düzenlenen Büyük Atlama, Türkiye’de de Hasankeyf’ten Burdur’a, Samsun’dan İzmir’e yaklaşık 30 noktada gerçekleştirildi. Büyük Atlama’nın amacı bir yandan nehirlerin yaşaması için mücadele verirken bir yandan da nehirlerin bizim için ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu bizzat suyu kucaklayarak hatırlamak.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de nehirlerin üzerindeki tehditlerin başında barajlar ve hidroelektrik santraller geliyor. Anadolu’nun hemen hemen tüm dereleri, nehirleri enerji üretimi gerekçesiyle şirketlere devredildi. Yüzlerce yıldır vadisinde doğa dostu geleneksel bir yaşam sürdüren yerel halkın geleceği ile birlikte Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin yüzde 80’i de suyun borulara ve tünellere hapsedilmesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Büyük atlamanın geçen sene Türkiye’de ilk defa gerçekleştiği ve Türkiye’deki son büyük doğal nehir olan Dicle Nehri üzerinde kurulması planlanan Ilısu Barajı yapıldığı takdirde Yukarı Dicle Vadisi ve 10 bin yıllık tarihi Hasankeyf kenti geri dönüşü olmayacak bir şekilde yok olacak ve on binlerce insan yurtlarını terk etmek zorunda kalacak. Üstelik Hasankeyf ve Dicle Vadisi UNESCO Dünya Mirası kriterlerinin onda 9’unu sağlayan dünya üzerindeki tek yer.

Nehirlerin yaşam kaynağımız olduğunu belirten Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz, “Planlanan 2 bin baraj ve HES projesi gerçekleştiği takdirde Türkiye’de özgür akan tek bir nehir bile kalmayacak, göllerimiz kuruyacak, denizlerimizde yaşam olmayacak. Oysa bizler suyla olan bağlarımızı yeniden hatırlamak, suyla bütünleşmek ve yaşam kaynağımızı korumak istiyoruz. Hasankeyf örneğinde olduğu gibi bir avuç kazanç uğruna nehirlerimizin ‘yenilenebilir enerji’ adı altında baraj ve HES’ler ile yok edilmesine sessiz kalmayanlar Anadolu’nun dört bir yanında suyu şükranla kucaklayarak nehirlerin ortak yaşamımız için ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu hatırlattılar” dedi.