Orkinoslar için Yol Ayırımı: Yaşam ya da Ölüm

Soyu Tükenmekte olan Türlerin Uluslararası Ticareti Konvansiyonu’nun (CITES) 25 Mart’a kadar sürecek olan 15. Taraflar Toplantısı bugün Katar’ın Doha şehrinde başladı. Bu yılki CITES toplantısı küresel anlamda okyanusların korunması adına özel bir önem taşıyor ve Atlantik mavi yüzgeçli orkinoslarının geleceği için bir yol ayrımı anlamına geliyor.

Greenpeace, Monako’nun öncülük ettiği teklifi, yani Atlantik mavi yüzgeçli orkinoslarının CITES’in Appendix 1 listesine girmesini ve böylece uluslararası ticaretinin yasaklanmasını destekliyor. Ayrıca yine CITES’e çeşitli köpekbalığı ve mercan türlerinin de korunması için sunulan tartışma önerilerini de destekliyor. Bir türün bu listeye girmesi demek uluslararası ticaretinin yasaklanması demektir.

Greenpeace Uluslararası Denizler Kampanyacısı Oliver Knowles, “Mavi yüzgeçli orkinoslarda yaşanan kriz, son yıllarda denizler ve okyanuslardaki korkunç sömürünün en gözle görünür örneklerindendir. CITES’in Apendix 1 listesi belki de bu etkileyici ve önemli balık türü için son şans olabilir. Hükümetler bu toplantıda doğru oy kullanmalı ve bu değerli canlının gelecek nesiller boyunca da korunmalarını sağlamalıdırlar” dedi.

Mavi yüzgeçli orkinos türü, hem ticari hem de ekolojik açıdan Akdeniz’in en değerli ve önemli balıklarındandır. Biliminsanları 2006 yılından beri mavi yüzgeçli orkinos stoklarının alarm verdiği konusunda ve iyileştirebilmesi için kota düşürmenin yanında yumurtlama sezonunda avlanılmaması yönünde tavsiyelerde bulunuyor. Ancak, bu türün yönetiminden sorumlu olan Uluslararası Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu (ICCAT) bugüne dek Akdeniz’deki yasadışı ve aşırı avlanmanın önüne geçemediği gibi bilimsel tavsiyeleri de tamamen göz ardı ederek balıkçılık yönetiminde bir utanç örneği oluşturdu. Greenpeace 4 yıl boyunca Akdeniz’de yaptığı araştırmalar ile ICCAT’e üye ülkelerin yasadışı faaliyetlerini defalarca raporladı.

Türkiye yalnızca av kotasını arttırma derdinde

Orkinosların uluslararası ticaretinin yasaklanması önerisini bugüne dek ABD, Norveç, İsviçre, İngiltere gibi ülkelerin yanı sıra AB de bazı şartlar getirerek destek vereceğini açıkladı. Ancak Türkiye ne yazık ki bu konuda sergilediği olumsuz tavır ile tamamen Japonya’ya odaklı hareket etmekte.

Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, “Türkiye, kotasının çok üzerinde av ve çiftlik kapasitesine sahip olmanın yanı sıra, defalarca yasadışı faaliyetlerde bulundu. İddia ettiklerinin aksine hiçbir zaman bir av yasağına da destek vermediler, yalnızca av kotalarını arttırmaya çalıştılar. ‘Akdeniz’in korsanları’ olarak tanımladığımız AB ülkeleri bile artık ticaret yasağını desteklerken, Türkiye hala aynı yerde. ‘İhracat’ bahanesi ile CITES’i desteklemeyerek, Akdeniz’in en önemli balığını Japon sushi pazarı için feda etmeye ve kendi balıkçısının da geleceğini tehlikeye atmaya razı geliyor. Türkiye’den beklediğimiz bu tavrını değiştirerek stokların korunması yolunda oy vermesidir” dedi.

Çözüm; ticaret ve av yasağı ile birlikte deniz rezervleri oluşturmak

Greenpeace dünya denizlerinin sağlıklı ve verimli bir geleceğe sahip olabilmesi için küresel bir deniz rezervleri ağı oluşturulması için kampanya yürütüyor. Mavi yüzgeçli orkinoslar gibi tehlike altındaki pek çok türün kurtarılabilmesi için uluslararası ticaretinin yasaklanmasının dışında av yasağı getirilmeli ve özellikle yumurtlama alanlarının deniz rezervi ilan edilmesi gerekmektedir.