Organik Tavukçulukla İlgili Gerçekler

tavuk sirtcantam

Ülkemizdeki tavuk ve yumurta üretimiyle ilgili medyada yer alan bazı haberleri kafa karıştırıcı buluyor ve sektörle ilgili bazı ayrıntıları paylaşmak istiyoruz. Gerek medyada yapılan açıklamalar, gerekse bazı tanıtımlar, kamuoyunda organik / ekolojik / biolojik ürünlerle ilgili yanlış kanıların oluşmasına neden oluyor. Kafa karıştıran yanlış açıklamalar, tüketicinin organik ürüne olan güveninin sarsılmasına ve doğa dostu gerçek gıdadan vazgeçmesine yol açabiliyor.

Bunun bir örneğini, Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar’ın, 4 Kasım 2013 tarihinde, Keskinoğlu Tavukçuluk Yönetim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu ile yaptığı röportajda gördük.

Öncelikle, röportajda Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ‘GDO’lu ürün kullanımını tamamen yasakladığı’ belirtiliyor. Bu tamamen yanlış bir bilgi. Çünkü GDO’lu hayvan yemi ihatalı ülkemizde serbest.

Ayrıca 27671 sayılı Resmi Gazete’de de yayınlanan ‘Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik’, GDO’lu yem ithalinin serbest olduğunu belirtiyor.

Röportajda Keskin Keskinoğlu’nun, konvansiyonel tavukla organik tavuk arasındaki fark ile ilgili verdiği bilgi de eksik bir bilgi ve okuyucuyu yanlış yönlendiriyor: Keskinoğlu; “En önemli farkı, yemin organik olması,” diyor.

Oysa Ekolojik Tarım Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde de belirtiliği gibi, organik tavukçuluğu konvansiyonel tavukçuluktan ayıran pek çok faktör var. Bunları kısaca özetlersek:

a) Hayvan refahı:

1. Her hayvanın veya tavukların barınakları ‘biyolojik ve ırk ihtiyaçlarını karşılayan, rahatça ve doğal olarak durabilecekleri, kolayca yatabilecekleri, dönebilecekleri, kendilerini temizleyebilecekleri, tüm doğal pozisyonları alabilecekleri, gerinme ve kanat çırpma gibi tüm doğal hareketleri yapabilmelerine yetecek büyüklükte’ olmalı. Ayrıca yine bu özellikler dikkate alınarak tavuklar için barınağın yeterli gezinti alanının da olması zorunludur. Yine de tüm bunlara rağmen bir kümeste olabilecek tavuk sayısı da sınırlandırılmıştır. Bu husustaki asgari miktarlar yönetmeliklerde belirtilmiş durumda.

2. Suni ışıklandırmada sınır olması.

3. Havalandırmanın barınaklarda iyi olması.

4. Tavukların devamlı, dışarıya gezinti alanına çıkma şanslarının olması.

b) Çevre kirliliğinin önlenmesi: Bu konuda da kümeste elde edilen gübrenin depolandığı yerin altında toprağa sızıntı olmaması konusu ki bu çevre kirliliğinin ve suların kirlenmesinin önlenmesi açısından çok önemli.

c) Tedavi: İlaç ve antibiyotik kullanımının, önleyici tedbir olarak uygulanması, organik tarımda yasaktır. Antibiyotikte ise organik tavukçulukta yılda en fazla 3 antibiyotikli tedavi uygulanabilir. 3 defadan sonra tavuk konvansiyonel olur.

d) Yem: Organik tarımda organik sertifikalı yem kullanılır. Bu yemin en önemli özelliklerinden teki, GDO’suz olmasıdır.

Yanlış veya eksik bilgilendirmeler, kamuoyunun organik ürünlere karşı güvenini zedeliyor. Bu nedenle konuyla ilgili röportaj veren kişileri yeterli ve doğru bilgi vermeye, medya mensuplarını da konuyla ilgili araştırma yapmaya davet ediyoruz.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği olarak organik / ekolojik konularda görüş vermeye her zaman hazırız ve bir telefon uzaktayız.

Saygılarımızla,

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği