“Ördek Suya Daldı Zil Çaldı! 1 – 2 – 3… Cupp!”

Çocuklukta en çok suda oynan oyunlardan biriydi. Senelerce ben de dâhil birçoğumuz bu cümle ile kafamızı suyun altına batırarak gözlerimiz yana yana nefesimizi tutmaya ve dibi görmeye çabalardık. Tabi ki bir de kim en derine dalıp en çok kumu çıkaracaktı. Amaç ellerinin arasından akan çamur olmuş kumu havaya kaldırıp “en çok beeeen” demekti.

Çocukluğum Heybeliada’da geçtiği için 6 aylıktan itibaren denizde büyüdüm. En büyük keyfim kayalıkların suyla doğru düzleşip hafif sivrildiği yerlerde minik bir havuz oluşturmak ve tuttuğum balıkların burada gezmesini izlemekti. Başlarına güneş geçmemesi için de yeşil yaprak yosunlardan gölgelik yapardım. Havuzun denize açılan ağız kısmını da yine bu yosunlarla kapatırdım ki balıklarım kaçmasın. Küçük kırmızı kovamla da sularını sürekli yenilerdim. Gerçekten yaşıma göre inanılmaz sayıda ve büyüklükte balık tutabilirdim. 5 – 6 yaşlarımda kendi midyemi çıkartıp, açıp balık yemi yapabilir ve balığımı iğneden kendim çıkartabilirdim. Bunun yanında haliyle midyemi paylaşmak isteyen arıların gazabına da az uğramamışımdır.  Sanırım balıklar nasılsa geri döneceklerini bildikleri için beni tercih ederlerdi. Yanımda benden yaşça büyük diğer adalılar ise güneşin altında akşam yemek için bir tane bile yakalamayı beklerken benim “tuttttum geldiiii” diyip misina ucundaki balığı büyük bir sevinçle sallamamdan sanırım pek mutlu olmuyorlardı.

Çocukluğumda başlayan bu denizi keşfetme duygumu sportif dalış ile yaşıyorum.

Scuba dalışı hakkında bilgi alınabilecek bir sürü kaynak var. Bu nedenle amatör bir dalıcı ve sualtı fotoğrafçısı olarak kendi deneyimlediklerimi paylaşmayı isterim.

Kısaca kullandığımız bu kelimenin anlamı nedir?

Scuba, sakin, canlı, uyumlu, bol heyecanlı, akvaryumik dalış alanı desem de tabiî ki değil. Gerçek anlamı ‘self contained underwater breathing apparatus.’ Türkçe’ye çeviri yapıldığında ise ‘bağımsız sualtı solunum cihazı’ deniliyor.

Dalış kıyafetleri, BC, tüp hepsi çok ağır? Hepsini nasıl kuşanıyoruz? Onları giyindikten sonra batıp boğulmuyor muyuz?

Dışarıda meşakkatli bir hazırlanma süreci olduğu doğru ancak dalış işareti verilip başınızı suyun altına indirdiğinizde mavilikteki hafiflik her şeye değdiğini hissettiriyor. Üzerinize giydiğiniz BC’nizi hava ile doldurduğunuzda isteseniz de batamazsınız. Ayrıca sadece dalış kıyafetleri ile bile suya girseniz materyalin özelliği sizi suda kaldıracağından yine boğulma gibi bir durumunuz olmayacaktır.

Dalış aslında zormuş. Vurgun yeme tehlikesi var? Ya bana da olursa?

İnanın karada araba ya da motosiklet kullanmaktan, büyük şehirlerde karşıdan karşıya geçmekten daha tehlikeli bir spor değil. Kurallarına uyulduğu sürece güvende olacağınızı unutmayın. Su ve derinlik ve hatta yükseklik korkunuzu bile en rahat aşabileceğiniz scubada discovery – deneme dalışlarını mutlaka tavsiye ederim.

Suyun altında tek duyabildiğiniz sessizlik ve kendi nefes alış verişlerinizdir. Bu dinginlik içerisinde bu kadar renk cümbüşü, bu kadar canlılık, bu kadar hareket ve masalsı bir dünyayı kolay kolay başka yerde bulamayacağınızı garanti ederim. Zamanla dalış sayınız arttıkça daha çok çevrenize odaklanacağınızdan dolayı çok farklı canlı türlerini de fark edebilirsiniz. Böylece her dalış sonrasında gördükleriniz size daha da keyif verecektir. Özellikle ilerleyen zamanda yaşadıklarınızı fotoğraf ve videolar ile paylaştığınızda diğerlerinin de bu güzellikler karşısında ki hayranlığına dikkat etmenizi öneririm. Gösterdiklerinizin hiçbirine hiç kimse aman boş ver demeyecektir.

Dalıştan keyif almak için çok derinlere inmenize gerek yok. Maviliğin içerisinde rengârenk bir karnaval, sayısız irili ufaklı canlılar sizleri bekliyor.

İş yerinizdeki stresten, şehrin trafik çilesinden ve gürültüsünden, yapış yapış sıcaktan daha bunalmadınız mı?

Biz her hafta sonu bütün bunları geride bırakarak kırmızı mercandan amfora tarlalarına kadar keşfedilmeyi bekleyen sulara dalışa gidiyoruz.

Engin maviliğe herkesi davet ediyorum. Hayatta kesinlikle denenmesi gereken deneyimlerden birisi olan scuba dalış için cesareti ve heyecanı olan herkes hay hay buyursun gelsin, tadını alıp dalsın dalsın dalsın…

Bol nefesli ve bol mavilikli günler diliyorum…