Olympos Bölgesi ve Coğrafyası

Büyük bir bölümü Toros dağ kuşağı içerisine giren Akdeniz Bölgesi’nde tüm jeolojik zamanlara ait arızalar bulunur. Batı Toroslar 68 milyon yıl önce başlayarak jeolojik oluşumlar nedeniyle denizin 4 bin metre derinliğinden 3.070 metre yüksekliğe ulaşarak Antalya ve çevresinde büyük ilgi oluşturmaktadır.

tahtali-dagi

Tahtalı Dağı’nın doğusunda deniz içinde vadi derinliği 2.700 metreye, toplam yüksekliği 5.066 metreye ulaşmaktadır (Ağrı Dağı’nın deniz seviyesinden yüksekliği 5137 metredir).

havadan-tahtali

Bölgenin kırıklı ve kıvrımlı yapısı ciddi yükseklikler oluşturmaktadır. Bu vadiler aralarda kanyonların oluşturduğu Batı Toroslar’da 3 bin metrenin üzerinde iki dağ vardır. Elmalı Bölgesi’nde Kızlar Sivrisi 3.070 metre ve Gömbe Akdağ 3.024 metre olup, 2 bin metrenin üzerinde ise 36 dağ bulunmaktadır.

duman

Bölgenin ana çatısını oluşturan Toros Dağları Alp Kıvrım Kuşağı’nın ülkemizdeki uzantısıdır. Toros Dağları’nın batı bölümünü, Teke Yarımadası’yla Antalya Körfezi’nin doğu kesimindeki alan oluşturur. Yüksek topografyaya sahip olmasından dolayı bölge dikey yönde tipik Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Akdeniz alt bölümü dağ ormanlarının yer aldığı Akdeniz dağ bölümü ve otsu bitkilerin yetiştirdiği yüksek dağ, çayır bölümü olmak üzere üç kuşağa ayrılır.

cicek1

Akdeniz alt bölümünde ışık ve sıcaklık isteği oldukça yüksek, kalın ve parlak yapraklı devamlı yeşil çalı ve ağaççık toplulukları ve iğne yapraklı ormanlar yaygındır. Bölgenin dağ kuşağında doğal bitki örtüsü sedir, karaçam ve özellikle kuzeye bakan yamaçlarda köknar ormanları oluşturur. Akdeniz Bölgesi genel olarak kalkerli bir dağ yapısına sahip olmakla beraber, Adrasan’ın güneyinde uzanan Kızıldağ kızıl renkli serpantinden oluşmaktadır. Bünyesinde krom madeni bulunduran dağdan bu özelliğinden dolayı 1940 ve 1950’li yıllarda krom madeni çıkarılmıştır. Aynı özelliğe sahip başka bir dağ, Atbükü Koyu’nu çevreleyen Karadağ’dır. Burada da 1960 yılına kadar işletilen maden ocakları ekonomik ömrünü tamamladıkları için kapatılmıştır. Fransız işleme şirketinin yaptırdığı tesisler artık terk edilmiş olup, Atbükü (Maden) Koyu’nda bugün balık çiftliği işletilmektedir.

orkide

Adrasan ile Atbükü Koyları’nın arasında yer alan Çıralı Ovası bölgedeki en uzun sahile sahiptir. Bu sahil doğal güzelliği ve temizliği bakımından 2003 yılında Güney Galler Glamorgan Üniversitesi tarafından yapılan bir anket çalışması sonucunda dünyanın en iyi sahili seçilmiştir. 3,25 km uzunluğunda, üçgen bir görünüşe sahip olan ovanın derinliği 50 metre ile 1,5 km arasında değişmektedir. Ova güneyden kuzeye Musa Dağı, Omurga Dağı, Yanar Dağı ve Karaburun Dağı ile sınırlanmaktadır. Bu dağların arasında oluşan vadilerden Akçay, Ulupınar ve Andızlı Dere denize akmaktadır. Çıralı Ovası’ndan akan en büyük çay Ulupınar Deresi’dir. 1949 yılında bir sel faciasından sonra Ulupınar Çayı’nın suyunun bir kısmı Omurga Dağı’nın altından bir düden yoluyla Olympos Korykos liman kentinin kuzeyinde yer alan Hayıtlıgöl’e aktığı için Ulupınar Çayı’nın suları azalarak yaz aylarında tamamen kesilmektedir.

kelebek

Çıralı Ovası’nın kuzeybatısında bulunan Yanardağ / Khimaira serpantin ve kalkerden oluşmaktadır. Bu iki farklı kaya yapısının birleşme noktalarında homojen bir kaynaşma olmadığı için meydana gelen çatlaklardan gaz sızıntıları olmaktadır. Bu bölgede görülen alevler bu gaz sızıntılarının yanmasından başka bir şey değildir. Bu şekilde asırlardır yanmakta olan kayalık alan, bölgeye özellikle geceleri olağanüstü bir güzellik katmaktadır.

ulupinar

Doğal ve tarihi dokusuyla olağanüstü zenginlikleri küçük bir alanda barındıran bu bölge 1972 yılında ‘Beydağları Olympos Milli Parkı’ olarak ilan edilmiştir. 69.800 hektarı kapsayan bu milli park, 1988 yılında daraltılarak 34.200 hektarlık bir alana indirilmiştir.

cicek

1842 yılında bölgeyi gezen İngiliz doğa bilimcisi Edward Forbes, burasını ‘çiçekler cenneti’ olarak tanımlamıştır. Olympos Milli Parkı endemik bitki türlerinin çok sayıda ve yoğun olarak bulunduğu bir bölgedir. Burada tespit edilen bine yakın bitki türünden yedisi sadece bu bölgede yetişmektedir.

caretta-caretta

Hayvan türleri açısından da oldukça zengin olan bölgede 73 kuş türü, 45 civarında sürüngen ve kurbağa türü, 56 memeli ve 9 amfibi (çift yaşamlı) türünün envanteri çıkarılmıştır. Sürüngen türlerden 12’si mutlak koruma altına alınmıştır. Özellikle ‘caretta caretta’ların korunmasına büyük çaba gösterilmektedir. Milli park bölgesinde tespit edilen kuş türlerinden bir kısmı düzenli olarak yurdumuzda kuluçkaya yatmaktadır. İspinoz, kanarya, saka, karatavuk kuşları bunlardan sadece birkaçıdır. Kuluçkaya yattıktan sonra göç eden türlere örnek olarak da kiraz kuşları, beyaz akbaba, kıyı ve kaya kırlangıçları, üveyik ve çobanaldatan gösterilebilir. Sadece kış aylarını bölgede geçirenler ise mavi doğan, çakır kuşu ve kızıl şahindir. Leylekler ve çıvgın kuşları ise düzenli olarak bölgede kuluçkaya yatan yerli türler olduğu gibi, kuluçkadan sonra göç eden ve transit geçen türler olarak da değerlendirilebilir.

Yazı: Celal Güzelyürek, fotoğraflar: İsmail Şahinbaş