Mudurnu’nun Sihirli Lambası Turizm

Mudurnu da turizm iki binli yıllarda Mudurnu Tavukçuluk’un ekonomik krize girmesi ve iflasından ardından, dönemin yöneticileri tarafından ilçe halkının geçimi ve yaşamı için alternatif gelir kaynağı yaratmak amacıyla başlatılan kültür ve tarih turizmi arayışı günümüze kadar yapılanlarıyla, yapılamayanlarıyla bu günlere geldi.

Burada Mudurnu’da tarih ve kültür turizminin başlamasına katkı veren emek harcayan tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür borcumuz var.

Bolu Valiliği’ne, Mudurnu Kaymakamlığı’na, Mudurnu Belediye Başkanlığı’na, Bolu’daki Mudurnulular Derneği’ne ve ismini yazmakla bitmeyecek kişi ve kuruluşlara…

Her dönemde görev yapan idareciler ve bu işe gönül verenler ellerinden geldiğince kabiliyet ve becerilerine turizm adına bir şeyler yapmaya çalıştılar. Bu gün içinde bulunduğumuz durum ortada. Önümüze kültür ve tarih turizmi konusunda başarılı olmuş ve bu işten geçimini sağlar hale gelmiş örnek yerler varken kendi coğrafi konumumuza artı değerlerimize göre belirli bir plan ve program dâhilinde mesafe alamıyoruz. Burada belirtmekte yarar var, tüm ülkede korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı 50 bin civarında bu yapıların 1.131 adedi Safranbolu’da. Bizim ise Anıtlar Kurulu’na bağlı tescilli binamız 381 adet. Daha tespiti yapılmamış yeraltı ve yerüstü birçok tarihi değerimiz var. Safranbolu sadece safranıyla tanıtımını ve reklamını yaparken bizim ise sadece Abant bölgemizdeki biyolojik zenginliğimiz 1.220 civarında. Bunun 664’ü bitki ve bu bitkilerin en az 50 tanesi endemik türdedir.*

Niyetim burada hepsi bizim ve dünya insanlığının değeri, kültürel mirası sayılan varlıkların karşılaştırmasını yapmak değil tabi ki. Zira bu karşılaştırmayı yapacak olsak doğal güzelliklerimizle, ormanlarımız, göllerimiz, termal kaplıcalarımız, ulaşım kolaylığı, gelenek ve göreneklerimiz, oyunlarımız, türkülerimiz, yemeklerimiz, efsanelerimiz, tarihi kişiliklerimiz, sosyal yapımız, misafirperverliğimiz gibi birçok artı değerimiz var. Ancak kat ettiğimiz yol ortada. Bu değerlerin olması yetmiyor. Bunları belirli bir plan ve program dâhilinde esnafı, çalışanı, çalışmayanı, genci, yaşlısı neler yapabiliriz diye çaba göstermeliyiz. Turizm anlayışını, kalkınmasını sadece ilçenin yöneticilerinin iyi niyetine bırakarak başarılı olamayız. Eksiklerimizi tespit ederek örgütlü ve bilinçli bir şekilde dedikodu ve boş laflar yerine herkesin düşüncesine saygı göstererek ortak akıl, hizmet üreterek ilçemizin Turizmden hak ettiği payı almasını sağlamalıyız. İşte işin sihirde burada!

Turizm anlayışımız ilçemizdeki herkes tarafından önemsenmeli herkes elinden geldiğince ne gibi katkıda bulunabilirim diye düşünmeli, fırsat kaçmadan ya da birileri gelip sahip çıkmadan kaynaklarımızı değerlendirmeliyiz. Bu konuda birlik, beraberlik içinde olmasak eksiklerimiz konusunda kamuoyu yaratamazsak ilçemizde turizm alanında öngörülerde bulunacak projeler geliştirecek ve projeleri esas yaptırım gücü olan Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı ile paylaşıp adım adım gerçekleştirilmesi sağlayacak, takipçisi olacak bir turizm danışma kurulu, yürütme kurulu, dernek vb isimler altında geniş katılımlı devamlılığı olacak bir turizm danışma kurulu ya da birliği oluşturmamız gerekir. Böyle bir birliktelik oluşturmasak kısa zamanda başarı elde etmemiz daha zor olacaktır.

Ekonomik anlamda ilçemize katkı sağlayabilmemizin yolu da görünürde sanayileşmede, demiryolunda, denizyolunda, vb alanlarda olmayacağına göre var olan tarihi ve kültürel, doğal zenginliklerimize sahip çıkmakta olacaktır.

Kendimize güvenelim, örgütlenelim, inancımızı kaybetmeyelim, kendimizi geliştirelim Osmanlı Devleti’nin ve Cumhuriyet’in kurulmasında çok özel ve önemli bir yeri olan güzel Mudurnu’muzda ve Mudurnulumuzda bu potansiyel var.

Aslında mesele çok basit ve geleneklerimizde bunun örnekleri var her hafta düzenli olarak duasını yaptığımız ahilik felsefesini bütün kurum ve kurallarıyla gerçek anlamda hayata geçirelim. Sadece ben değil biz deme olgunluğunu gösterelim gerisi kendiliğinden gelir.

Endemik bitki türleri Mudurnulular Derneği Dergisi 1. sayı Doç. Dr. Okan Köylüoğlu ve Yrd. Doç. Nursel İkizce,

* Endemik bitki; endemik, alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türler. Latince endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve ‘yerli’ anlamında kullanılır. Endemik alan; bir ada, bir yarımada veya bir dağ olabileceği gibi birkaç metrekarelik alanlar da olabilir.

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş