Minik Tuvalu Devlere Karşı Hakkını Arıyor

Tuvalu, Avustralya yakınlarında bir ada ülkesi. Yaklaşık 11 bin kişilik nüfusuyla Birleşmiş Milletler’e üye olan en ufak ülkelerden biri. Demokrasiyle yönetiliyor ve ülkede yalnızca 700 telefon hattı bulunuyor.

ABD’nin 27’de biri, Çin’in ise 120’de biri nüfusa sahip bu minik ülke büyük bir cesaretle Kopenhag’da bu devlere karşı durdu ve iklim zirvesinde devam eden görüşmelerin durmasına neden oldu. Amacı, ABD gibi büyük ülkeler tarafından sulandırılmaya çalışılan Kopenhag anlaşmasının “yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşma” olarak kalmasını sağlamak, çünkü bu gerçekleşmezse Tuvalu, Fiji, Trinidad ve Tobago veya Kiribati gibi tamamıyla sular altında kalacak ve yok olacak. Zaten bugün birçok insan iklim değişikliğinin yarattığı sonuçlar nedeniyle ülkeden göç etmek zorunda kalıyor.

Greenpeace Akdeniz Enerji ve İklim Kampanyası Sorumlusu Hilal Atıcı’ya göre ABD’nin derdi Kyoto’da belirlenen yasal bağlayıcılık durumunu politik bağlayıcı bir anlaşmaya dönüştürmek: “Bu sayede anlaşmayı hiçbir yaptırımı olmayan, içi boş bir anlaşmaya çevirmeye çalışıyorlar. Oysa sorumluluklar Tuvalu’nun da haklı olarak talep ettiği gibi genişletilmeli ama ülkelerin kendi keyfine bırakılmamalı.”

Türkiye’nin yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşmaya dair duruşu ise henüz belli değil. Fakat son strateji belgesinde hiçbir indirim sorumluluğu belirlememesi ve sadece belli alanlarda zayıf NAMAs (Ulusal Uygun Azaltım Eylemleri) önerileri sunmuş olması, aynı hatayı Türkiye’nin de yaptığını gösteriyor.