Mevaşi

‘Edep Yahu Geyikler’ başlıklı yazıma her kesimden olumlu tepkiler geldi. Şaka ile karışık bazı hayvan sahipleri de ‘bize de mi lo lo’ diyerek sınırlı destek verdiler. Bu arada söz konusu iki ayaklı mevaşilerdir; sahipleri bakıcıları değil. Şimdi mevaşi nedir bir biline soralım.

İnternetten indirdiğimiz ‘mevaşi’ sözcüğü ile ilintili yazıyı aynen yayınlıyorum. Önüne gelen duvara yazı yazarak çevreyi kirleten cahiller ikinci madde kapsamındadırlar bilmem anlatabildim mi?

Mevaşi; mevảşi olarak yazılması gereken bu kelime küçük ve büyükbaş bütün hayvanatı kapsar. Bazı tür insanlarda bu kavram içine girerler.

Tarihimizden bir örnek:

Devir, telgrafın Osmanlı Devleti’ne geldiği zamanlar. Kadı olmak için tahsil gerekli iken vali olmak için aranmayan dönem…

Sivas’a bir vali (Sivil Paşa) atanır. Cahildir. Kadı, hem kültürlü hem de (aşağı yukarı) aynı yetkilere sahiptir. Vali, kadıyı kıskanmaktadır. Punduna getirip rezil etmeyi düşünmektedir. Derken Dersaadet’ten bir telgraf gelir. ‘İlinizde ne kadar mevaşi varsa bildirile.’ Vali ‘mevaşi’nin ne olduğunu bilmemektedir. İyi mi, kötü mü?

Maiyetindekilere soramaz. Kendine rütbece en yakın kadıdır ama kendisi ile alay eder düşüncesiyle kadıya da soramaz. Kendi kendine ‘maaş gibi bir şey herhalde, en iyisi cevabı şöyle yazayım ki; hem kadı bundan istifade etmesin, hem de aleyhine bir jurnal olsun.’

Ve şu tarihe mal olmuş telgrafı çeker: ‘İlimizde kadıdan başka hepimiz mevaşiyiz.’