Metristepe

Milli mücadelemizin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk zaferi olan İnönü Zaferi’nin 91 yılı kutlama törenleri 1 Nisanda çeşitli etkinlikler ve törenlerle kutlanacak. 

Pazar sabahı gün doğmadan önce yola çıkarak Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya çektiği telgrafta gördüğü manzarayı bir nebzede olsa anlayabilmek ve o duyguları yaşayabilmek için saat 06.18’de, 1.294 rakımlı tepedeydim.

Çanakkale Destanı, tarihin derinliklerin uyanıp, anma günleri ile belleklerimize perçinlenirken, Anadolu’nun orta yerinde yazılan başka bir destan.

‘Bu Vatan Kimin’ diye şairin sözünü ettiği coğrafya tam da burası olsa gerek…

Hissedemediğimiz;

– Tepeler üzerinde bir gökten, bir göğe haykıran rüzgâr.

İşitemediğimiz;

– Zafer sesleri,

Göremediğimiz;

-İstiklal Abidesi

Metristepe, ulusun yüzyıllardır tersine dönmüş kara yazgısının kazanılan zaferlerle mutluluk ve başarıya çevrildiği destanlar yazılan tepe.

4. hafta sonuna geldim gitmeliydim fakat hava şartları bir türlü geçit vermedi. Mart ayında bu topraklara ulaşmaya. Meteorolojiden aldığım haber beni mutlu etti. Hava açık, yağış beklenmiyor, gün doğumu 05.56…

İsmet Paşa’nın 06.30’da tepeden gördüğü vaziyet planını Ulu Önder’e aktardığı saatten 34 dakika önce gün doğmuş, sanki zaferi müjdelercesine. Bende hareket planımı 06.30’da tepede olacak şekilde yapıyorum, tan yeri ağrırken yola çıkacağız.

Beşi çeyrek geçiyor doğru bir zamanla ile yoldayız. Hava açık, gecenin karanlığı yerini yavaş yavaş tan yerine bırakmak üzere.

Kısa bir yolculuktan sonra ‘Metristepe’ tabelası ile karşılaşmak heyecan verici, ana yoldan ayrıldık bir zaman tünelden geçercesine meraklı bakışlarımızla takip ediyoruz zafere ulaşan yolu. Çepni Köyü’nden sonra rakım yükseliyor, mesafe kısa olduğu için eğimde oldukça arttı. Dönen rüzgâr tribünlerinin ışık oyunları arasında, derin bir sessizlik hâkim. 1. ve 2. İnönü Savaşları’nda düşman saldırılarına karşı Türk askerinin set çektiği savaş alanlarındayız, kahramanca savunulan tepelerde.

Bir kontrol noktasında özel güvenlik birimleri tarafından durduruluyoruz. Tedirgin olduğumuz bu noktada yapılan açıklama içimizi rahatlatıyor. Aracımız iklim koşullarına yenik düşüyor ve arazi aracı ile devam ediyoruz. Yolun her iki tarafında 2 metreyi bulan kar, bir taraftan da erirken geçit vermez olmuş. Saatimden alamıyorum kendimi. 06.18 Bozüyük karşımda, İnönü kuzey doğuda, Bilecik batıda.  Ulu Önder’e, İsmet İnönü tarafından telgraflandığı tepedeyim.

Türk Ordusu, yurdunu istila etmek isteyen Yunan Ordusu’na karşı 1 Nisan 1921 sabahı ikinci büyük zaferini ilan ediyordu. 1 Nisan 1921 sabahı Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Metristepe’den Mustafa Kemal Paşa’ya şu telgrafı çekmişti:

“Saat 06.30 sonrasında Metristepe’den gördüğüm durum: Gündüzbey kuzeyinde sabahtan beri direnen, artçı olduğu sanılan bir düşman birliği sağ kanat üzerine dağınık olarak çekiliyor. Yakından kovalanıyor. Bozüyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüleriyle doldurduğu savaş alanını silahlarımıza bırakmıştır.”

Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa, kazanılan zafer dolayısıyla: İnönü Savaş Meydanı’nda, Metristepe’de Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa’ya: Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yendiniz” diye takdir ve tebriklerini bildiriyordu.

Bozüyük, İnönü, Bilecik ışıl ışıldı, kar geçit vermiyordu, güneş hafif hafif kedini gösterirken son fotoğraflarımı da çekiyorum.

Eskişehir’den 35 km sonra, Bozüyük’e 10 km kala, Metristepe tabelasından sağa doğru ayrılan yoldan gidebilirsiniz 1.294 rakımlı tepeye.

26 bin araç geçerken günde ve eğer sizde dâhil oluyorsanız bu rakama, hiç değilse Metristepe tabelasına bakın yüreğinizi, vicdanınızı koyup da.

1921 kışın da Mehmetçik tam da burada vatan toprağını koruyordu.

Durduk, süngü takmış kafir ayakta,

Bizde süngü yok.

Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden

Dehşetten daha çok.

Durduk, süngüsü düşmanın pırıl pırıl,

Önümüze çıktı bir gündüz bir gece.

Korku değil haşa,

Büyük bir düşünce.

Yazı ve fotoğraflar: Levent Kenir