Levi’s’a Modayı Detokslaması İçin 501 Bin Neden Sunalım

“Ürünlerimizi üretim şeklimizden tutun, şirketimizi yönetme biçimimize kadar her alanda kendimizi çevreyi korumaya adıyoruz. Tüketiciler bizden bunu bekliyor, çalışanlarımız bunu talep ediyor ve gezegenimizin buna ihtiyacı var.”

Yukarıda okuduklarınız, ünlü Levi’s kot pantolonlarının üreticisi olan Levi Strauss and Co’nun başkanı ve CEO’su Chip Bergh’in kendi açıklamasından alıntıdır.

Bu açıklamanın ardında iyi niyet barındırdığına hiç şüphemiz yok, fakat gerçekte Levi’s gibi ünlü moda markaları zararlı kimyasalların kullanımı ve Meksika’daki nehirlere atık olarak salımından doğrudan sorumlu.

Greenpeace Uluslararası’nın yayınladığı ‘Toxic Threads: Under Wraps’ isimli son raporda, Levi’s’ın tedarikçisi iki tesis (Lavamex ve Kaltex) tarafından kullanılan atık borularından aldığımız su örneklerinde tespit ettiklerimizi bulabilirsiniz.

Sezonun moda rengi neyse, nehirler de o renk

Rapora göre, iki tesisin de doğaya zehirli kimyasal kustuğu ortaya çıktı. Tesislerden bir tanesinin, birçok ülkede kullanımı yasak olan, tekstil ürünlerinin üretiminde kullanılan nonil fenol kimyasalını atık olarak bıraktığı ortaya çıktı. Nonil fenol oldukça kalıcı ve gıda zincirine bile bulaştığı da düşünülecek olursa, oldukça zehirli bir kimyasal türü. Nonil fenol, hormon çalışmasını aksatıcı etkiye sahiptir. Balık dokusunda toplanabildiği gibi, yakın zamanda insan dokusunda da izine rastlanmıştır.

Atıkları incelemeye alınan tesislerden biri olan Lavamex, neredeyse yalnızca kot kumaşının boyanması ve yıkanmasından sorumlu. Ne kadar büyük kirlilik yarattığı yerel halk tarafından biliniyor. Atık borusu günün 24 saati, yılın her günü işliyor ve her gün mavi renkte atık su kusuyor. Lavamex bu atıkları arıtmak için bir arıtma tesisine sahip, fakat örneklerin de gösterdiği gibi, zehirli kimyasalların pek çoğu bu işlemden etkilenmiyor.

Çevreyi korumak adına böyle bir açıklamaya sahip olan Levi’s gibi büyük bir marka, nasıl olur da böyle bir zehir kirliliğine doğrudan sebep olabilir?

Maalesef bunu açıklamak gayet kolay. Meksika’da üretim endüstrisi ve hükümet, zehirli kimyasalların kullanımı ve atık olarak bırakılması konusunu gizli tutuyor. Endüstri, kullanılan ve salınan kimyasallar hakkında halkı bilgilendirmekle yükümlü değil. Endüstriyel atık konusu – konu hakkında araştırma yapan hükümetin kendisi bile olsa – genellikle gizli bilgi olarak ele alınıyor.

Konu hakkında bilgi almak isteyen herkes, oldukça zahmetli ve karmaşık bir süreçten geçerek resmi talepte bulunmak zorunda. Tüm bunlar olurken, atık boruları Meksika nehirlerine zehrini akıtmaya gece gündüz devam ediyor.

Meksika’daki yerel halk ve Lavamex veya Kaltex gibi üretim tesisleri arasındaki tüm anlaşmazlığa rağmen, kirlilik sorununa bir çözüm üretilmiş değil.

Bir vekilin Kaltex tesisi tarafından San Juan del Rio’ya bırakılan endüstriyel atıklara yönelik soruşturma talep etmesine karşın, talebinde tarif edilen kirliliğin büyüklüğü göz ardı edilerek hiç bir sonuç alınamadı. Vekilin vardığı sonuca göre; ‘çevre üzerinde büyük tehdit yaratmalarına rağmen, bu şirketler dokunulmaz hale geldiler.’

Meksika’da acil durum

Meksika dünyanın en büyük kot üreticilerinden biri ve tekstil ve giyim endüstrisi ülkenin en büyük dördüncü endüstrisi konumunda. İhracatı yıllar boyunca Çin’in gölgesinde kalmış olsa da, özellikle ABD’ye komşu olmasından dolayı 2010 yılından beri pazar payı hızla büyüdü.

Bu büyümenin bir diğer sebebi de, hazır giyime yönelik küresel talep. Hazır giyim endüstrisinde markalar değişen trendlere anında cevap vererek yılda sekiz ya da daha fazla koleksiyon üretiyor, bu da daha fazla kıyafet ve daha fazla zararlı kimyasal anlamına geliyor.

Levi’s’a ait kot pantolon ve tişörtlerden örnek aldığımızda, incelenen 11 parça üründen 7’sinde zararlı kimyasalların izine rastladık.

Bu kimyasallar doğada bölünerek Meksika’daki borulardan topladığımız örneklerde bulunanlarla aynı derecede zehirli ve hormon çalışmasını aksatıcı kimyasallar oluşturuyor. Bu kimyasallar kıyafetlerin üretimi sırasında ortaya çıkabileceği gibi, tüketicilerin bu kıyafetleri yıkaması sırasında da ortaya çıkabiliyor.

Markaların artık harekete geçmesi gerekiyor

Levi’s gibi kendini bizi daha şık yapmaya adamış olduğunu iddia eden bir markanın, kıyafetlerinin üretimi sırasında böylesine çirkin bir yolda ilerlemesi üzücü bir iki yüzlülük örneği. Zehirli moda trendini önümüze süren yalnızca Levi’s değil; Meksika’da aynı bölgede tedarikçi bulunduran diğer markalar; Guess, Tommy Hilfiger, Express, Calvin Klein, Paris Blues ve American Eagle Outfitters.

Bu markaların pek çoğu, çevreye olan saygılarına dair benzer açıklamalara sahip. Şimdi sözlerini gerçekleştirmek için bir fırsatları var. Levi’s gibi küresel markalar, Meksika’daki endüstri içerisinde olumlu bir rol almak için yeterli güce ve nüfusa sahip.

Dünyanın her yerinde gittikçe artan sayıda tüketici, eylemci ve moda takipçisi, satın aldığımız kıyafetlerin ardında zararlı kimyasallar değil, gurur duyabileceğimiz bir hikâyenin olması gerektiğini düşünüyor.

Markalar, tedarikçilerinden atık olarak salınan kimyasalların halka ifşasını talep ederek ve tedarik zincirlerlerini zehirden arındırarak bu kirli sırra son verebilir.

Levi’s’tan talebimiz, yapmış olduğu açıklamanın arkasında durması ve zehirli atık sorunu karşısında harekete geçerek modayı zehirden arındırma sürecinde aktif rol alması.

Şimdi sıra Levi’s’ta!

Sizin gibi insanlar sayesinde, dünyanın en büyük kıyafet satıcısı olan Zara’yı, tedarikçileriyle iş birliği haline geçerek zararlı kimyasallara olan bağımlılığını sonlandırmaya yönelik bir adım atmaya ikna ettik.

Dünyanın en büyük kot pantolon üreticisi olan Levi’s, zehirli alışkanlıklarını sonlandırma sözü vermeli ve kirlilik verisini halkla paylaşma adına tedarikçileriyle iş birliği yapmak için bir plan hazırlamalı.

Levi’s gidişatı değiştirebilir. Sesimizi duyuracak kadar çoğalırsak, Levi’s değişimin parçası olacaktır.

Greenpeace