Köyler Köylülere Sorulmadan Tasfiye Edilecek

Hükümet, mevcut köylerin yarısını belediyelerin mahallesi yapacak olan; 13 yeni büyükşehir kurulmasına ilişkin Kanun Tasarısı’na göre 18 bin 200 köy mahalleye dönüştürülüyor. Türkiye’deki köylerin yüzde 47’si köylülere sorulmadan tasfiye ediliyor. Tasarı yasalaştığında nüfusun % 75’i şehirli olacak.

Hükümet, mevcut köylerin yarısını belediyelerin mahallesi yapacak olan; 13 yeni Büyükşehir kurulmasına ilişkin Kanun Tasarısı’nı 8 Ekim 2012 tarihinde TBMM’ye sevk etti. Tasarıya göre, 18 bin 200 köy mahalleye dönüştürülüyor. Türkiye’deki köylerin yüzde 47’si köylülere sorulmadan tasfiye ediliyor. Tasarı yasalaştığında nüfusun % 75’i şehirli olacak. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’nun konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle:

Tasarının gerekçesinde ‘etkin, etkili, vatandaş odaklı, katılımcı, saydam ve olabildiğince yerel bir yönetim anlayışı’na yer verilmiş. Ancak, düzenlemeyle köylülerin bazı hakları kaybolacak. Köyler, belediye sınırları içine alındıktan sonra yasalar gereği bu alanlarda hayvan yetiştiriciliği (işlerini) yapamayacak. Üretemeyecek. Köyde üreterek aile bütçesine katkı, sofrasına katık yaptığı sütün, yoğurdun, tavuğun ve yumurtanın şehirde tüketicisi olacak. Parayla satın almak zorunda kalacak.

Köylü nüfusu yarıya düşecek. Kırlar ıssızlaşacak. Tarım şirketleşecek. Şirketler tarımsal üretimde kimyasal kullanacağından toprak, yeraltı ve yerüstü suları kirlenecek, kullanılamaz hale gelecek.

Mahalleye dönüştürülen köylerin toprak, mera ve yaylakları belediye tasarrufuna geçecek, dolayısıyla toprak, mera ve yaylaklar amaç dışı kullanılabilecek. Amaç dışı kullanılacak alan oranında ekolojik denge bozulacak, tarımsal ürün azalacak, halk gıda sıkıntısı yaşayacak, çiftçiler işsiz kalacak.

Köylüler yerlerinden yurtlarından olacak. Mahalleye dönüştürülecek köylerin değerlenecek olan ortak malları; meralar, yaylaklardan yararlananlar köylüler olmayacak. Köylüler, yaşam alanı üzerindeki haklarını kaybedecekler,

Küresel tarım ve gıda şirketleri ile Avrupa Birliği’nin (AB) küresel tarım ve şirketleri çıkarına talebinin; ‘tarımda köylü nüfusunu yüzde 10’un altına düşürün’ olduğu biliniyor. Tasarının gerçekleşmesiyle küresel ve yerel büyük tarım ve gıda şirketleri ile rantiyeciler kârlarına kâr katacak.

Kısacası; Tasarı, demokratik değil, halkın rızası alınmadan yapılmaktadır. Tasarının gerçekleşmesi halinde;

– Köylerin yarısına yakını tasfiye olacak, çiftçiler işsiz kalacak,

– Köylülerin ortak malları ‘gasp’ edilecek, çiftçilerin üretme hakları ellerinden alınabilecek,

– Gıda güvencesi riske girecek,

– Toprağın amaç dışı kullanılmasına zemin oluşturulacak,

Görüldüğü üzere, tasarı, çiftçiliği ortadan kaldıracak, tarım ve gıdaya şirketleri iyiden iyiye egemen kılacak, çiftçileri işsiz bırakacak, ekolojik dengeyi bozacak, anti demokratik ve yanlış bir toplum mühendisliği örneğidir.

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak diyoruz ki;

Tasarı geri çekilmelidir.

Köylülere yaşadıkları ve üretim yaptıkları köylerinde sosyal yaşamlarını ve refah düzeylerini arttıracak politikalar belirlenip, uygulanmalıdır.

Çiftçi – Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu

Çiftçi – Sen Genel Sekreteri Ali Bülent Erdem