Kıbrıs’tan Selamlar

İztv’de yayımlanan Sırtçantam programı için birkaç gündür Kuzey Kıbrıs’ta bulunuyorum. Kuzey Kıbrıs’ın doğasının gün yüzüne çıkması için hazırladığım belgesel Nisan ayı ortalarında yayıma girecek.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomi ve Turizm Bakanlığı’nın davetlisi olarak ilk kez adaya ayakbastım. Bunca yıldır neden bir Kıbrıs ziyareti yapmadım anlamış değilim. Hiçbir şey için geç değildir. Kıbrıs’ın doğasını belgelemek için uygun bir zaman seçmişiz. Bunu adadaki çeşitlilikten anladık.

Kıbrıs, hep siyasi olarak anılmış yıllar yılı. Hiçte hoş olmayan olaylar yaşanmış geçmişte. Aslında bu olayların tamamı, adanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Değersiz bir yer için kim mücadele eder. Ama yinede insan hayatının bedelinin karşılığı, hiçbir değer yoktur. Her neyse tüm olanları geçmişte bırakarak biz dönelim işimize.

Birinci cemre, ikinci cemre, üçüncü cemre derken nevruz ilkbahar oldu her yan. Ama Anadolu’dan önce Kıbrıs girdi 2009 yılının ilkbaharına. İlk çiçekler burada açtı. Ama aynı çiçekler ilk burada kuruyacak. Kıbrıs’ın medoş siyah lalesi, tarifsiz orkideleri ilk göze çarpanlar. Birde ben en çok özgür eşeklerin hikâyesinden keyif aldım. Her şey bir yana Kıbrıs türküleri bir yana. ‘Kıbrıs’ın Kızları’, ‘Dillirga’ ve ‘Ay Doğar Mavi Mavi’ ilk aklıma gelenler.

Gündüz tenimizi ısıtan bir güneş, akşam vücudumuzu soğutan bir rüzgâr, her çalışında tüylerimi diken diken eden Kıbrıs türküleri. Birde Kıbrıs ağzına bayıldım. Mahsus muhabbetleri uzun tutuyorum, dinlemek için. Çok ilginç geldi. Her şey güzel mi? Hayır. Arabada seyahat zor benim için. Çünkü direksiyon bize göre ters yerde bulunuyor. Arabada seyahat ederken, karşıdan bir araba gelince, ister istemez harekete geçiyorum. Öğrendiğim kadarıyla İngiliz işi imiş bu olay. Şu İngilizler ne ters adamlar, tüm dünyada direksiyon solda, bir tek bunlarda direksiyon sağda.

Yermek konusunda söyleyeceğim çok konu olurdu da o kadar çok çeşit meze yedim ki, inanın hiçbir yerde bu kadar çeşit meze yememiştim. Hele ekmekler bir harika. Ama bu mezeleri herkesin tatmasını isterdim. O zaman ne demek istediğimi anlardınız.